Güneş Gölgen İçin

Ben ağlamam.
Erkek olduğum için değil.
Zaten bunlar benim ağlayışım.

Sana şimdi okkalı bir lafız edeyim mi?

”SEN’DEN ŞAİR OLMAZ AZİZİM, OLUNUR.”

Edebildim Sen’ce?
Hayır bence.
Daha çok sözcük var zihnimde türeyen.
Onları bir araya getirip ürüyorum sayfalara.

Şu an saat 19:40
Deminki halimden hiç azalmadı gönlüm.
Daha beter seviyorum Sen’i battıkça.
Daha çok sarılıyorum Sana zamanla.

Sana şimdi başka bir ağır betimleme;
”Gözlerimde gram uyku yok, tonlarca Sen var.”

Betimleyebildim mi Sen’ce?
Hayır, bu betimlemek değil.
Bu olsa olsa anlatacaklarımın ilk harfidir.
Sen Aşk’ın tamamı olduğun gibi.

Bilmiyorum Azizim.
Sen’den önce gideceğim için mi?

Ayaklarına sarılsam şimdi.
Öpsem…

Ayaklarım Azizim,
Benim değil, Sen’in kontrolünde.
Dönüp, dolaşıp, Sen’in yollarına sapıyor.

Sana şimdi başka bir Aşk öbeği;
”Sen’i, gördüğü saniyenin hemen ardından özleyen başka biri mi var?”

Bu da ihtimalli.
Sen’i sevecek kadar…
Sen’i bu kadar sevecek…
Sen’i, ”Sen” diye ölecek kadar sevecek biri olabilir mi?
Ne bilirsin Azizim,
belki olabilir.

Oysa, ben, gölgene de Aşığım.
”Hatta, Güneş’in, gölgen için olduğunu düşünüyorum.”
Ayaklarına sarılsam şimdi…