Güzellik Çamuru

Son adımlar bunlar,
Sana gelen yolumun, bittiğine işaret,
felaket benim için ya, Sana değmez sefalet,
gözlerinin yeşili can satarken baktıklarına,
umut dağıtırken oralara, dağıtır beni buralarda.
Sorma,
hiçte acınacak halde değilimdir aslında,
dışımda ne varsa, içimdekiyle aynı aslında,
dilimin farklılığına bakma,
aldırma Sen’i sevdiğimin aksini anlatanlara,
demiştim,
Aşık’lığımın aksini söylerse papatyalar,
bil ki onlarda yalancıdır.
Yalan dudak kapanıdır,
bir kez söylenirse, unutamaz dudakların,
bir kez inanırsan, uyanamaz doğruların.

İşte Sen de tam olarak böyle bir yalansın,
varla yok arasındasın da,
bende oradayım Sen gittiğinden beri,
beni dinlemek için de yetmez Sen’in vaktin,
Ruh’lar ölümsüzleşirken, Sen ölümlüleştin,
sonsuzluktan soyutladın kendini, unuttun Aşk’ı,
Aşk, bunu da affedip, kanatlarını açtı.
Martı merhametinde, Aşık asaletinde,
gel de unuttur kendini diyorum da,
gelirsen nasıl unutacağım Sen’i,
Gönül tekerim, iyice saplanır güzellik çamuruna,
Aşk’ta öyledir, balçık çamuruna üflenen Ruh’la gelir Dünya’ya.

Oğuzhan Deniz – Güneş Kavalyesi / 093