Hafif

Bunca kelimenin hatırı yoksa,
bunca senenin olmalı…
Bunca senedir Sana Aşığım ben,
onca senedir uzaktasın Sen.
Aşk’ımı hak etmiyor olman cabası üzüntünün,
bu cümle de öyledir, hakettiği gibi okumazsın.
Gülüp geçersin ‘Delirmiş’ diyerek,
sesinden bunu bile duymak iyiye işarettir.

Ben’i hafife alıyorsun, oysa bilmiyorsun…
Kulağım, sesine Aşık’tır, gözlerim görüntüne,
elimin haz duygusu, dokunursa tenine.
Burnum kokuna Aşık’tır, dilim sözlerine.
Ayaklarım Sana gelen yollara Aşık’tır…

Kusursuz güzelliğin yatıyor bilinç altımda,
üzerinde binlerce gurur örtüsü,
yine de kapatamıyor ya gözlerinin yeşilini,
dilim Sen’i söylemeyip ne yapsın o halde?
Beni bu halde gören, bir daha görmemek ister,
kimin işine gelir ki dert dinlemek?
Sen’i bilmekte ilim ister, dinlemekte.

Aslında haklıydın gitmekte, farklı işliyordu akıllarımız,
Beni görür görmez unutabilen Sen,
Sen’i gördükten sonra bir daha unutamayan ben.
Bunun için çabalarım üstelik, yine de beceremem.

Oğuzhan Deniz – Güneş Kavalyesi / 058