Hep Tokum

Önceden yüzüne bakınca hatırlardım gökyüzünü,
yeryüzü benim yüzümdü, öyle ayrılmaz sevgiliydi.
Şimdi, gökyüzü hatırlatıyor yüzünü, onda asılı Güneş.
bir parçası yüzümde…
Hiç üzülme, en güzel sözlerin zihnimde,
dökmedim kaleme, son şiirimi yazmadım henüz.

Amaç yazmak değil zaten, bu yüzden şair onlar,
bu yüzden yalnızım ben, gözlerini onlar boyar,
karnın onunla doyar, Aşk’a bulaştığımdan beri kesik hep iştahım, hep tokum,
Sen’sizlikte öyledir, hep tok tutar.

Soğuk geçirmeyen kaban, ısıtmayan yorgan,
her ne hâl varsa, halim odur herhalde.
Dönüp dolaşıp gideceğin yer yine topraktır,
dönüp dolaşsan da, öleceksin, Ruh kalacak geri de,
bana göre Dünya, amel eleğidir,
Hâk Aşıkları büyük olurlar, elenmezler.
Öyle olabilirdik, birlikte gidebilirdik Dünya’dan,
biletimizdi Aşk’ımız, Cennet evimiz olabilirdi,
Hâk’tan ümit kesmemektir, yalvarıp af dilemektir kulluk,
O en yüce Merhametlidir.

Geç değil hâlâ, ne niyetle çıkarsan yola, varmışsın demektir,
Aşk’la çıkarsak yola, varmışız demektir. Gitmişiz demektir.
Gel de birlikte gidelim, gel de Hâk Aşk’ında birlikte eriyelim.
Sen gelmeden eksik bir yanım, yine diyorum, elimde değil.

Oğuzhan Deniz – Güneş Kavalyesi / 076