İki Sözü

Beni Sen’sizliğe mahrum bırakma,
Sen’i bana mahzun bırakır bahar,
Yaza döner kış, boynu bükük kalır sonbahar,
hiç olmasa da, bir karınca kadar hatırım var,
buna güvenip bekliyorum gelmeni,
zerre kadar hatırını biriktirmeyenlerlesin Sen,
Sen ne aşksızlar diyarındasın öyle,
haydi söyle;
Aşık olmayan nasıl kurar cümle?
Peki nasıl yazabilir derinden kafiye?

Neyse;
İlgin olmayan bir şeyi okutmak da gereksiz,
Sen okumadıktan sonra bütün kafiyeler gereksiz,
bana göre,
Sen’i içermeyen tüm kafiyeler edepsiz,
Aşk Adabım, Aşk Agah-ı Oğuz’dan inci,
bilinci olmadan kim böyle sözler yazabildi?
Sen’sizlik başıma geldiğinden beri bilinçsizim.
İki sözü bir araya getiremezken, kafiyelerce yazar elim,
daha da yazacak kalemim, bu Sen’sizlik beni kesmez,
daha da gitmen gerek.

bu Aşk beni kesmez,
beni her gün dünün milyon katıyla Aşık etmelisin,
çaba sarf etmene de gerek yoktur,
hafiften gülümse, bak yemyeşil, yeterlidir.
Bunlar da yoksa, Sen’sizlik bile kafidir.

Oğuzhan Deniz – Güneş Kavalyesi / 079