İspatlar

Sana gelen yollarda her ne tehlike varsa,
etrafımda çevrili tel örgülerde kaldı şerleri,
işleri-güçleri yalan onların, işim gücüm Aşk,
görmüyor musun beni?
Yılan gibi kabuk atar derim, Aşk’tan yanmış tenimi yenilerim,
bunun iki katı kalbim, her gün içlenir de, yine de Aşık olur.
Ne olur?
Gitme ne olur? Neler olmaz-ki…
Amma ben yalvaracak adam değilim,
gururum gider o anda, Sana benzerim sonra.
Buna önceden şeref derdim, sonra adından bahsederdim,
bundan vazgeçtim. Artık vazgeçiyorum ağır-ağır.

Canı, canına dargın bir adamım, çünkü Aşığım,
Aşk tuzağına düşeli, tuzsuz yemeklerim, tatsızım,
katıksız Aşığım velâkin aptalım ve en Aşığınım.
Gözlerinin yeşili, Aşk’ımın delili, söyle şimdi,
başka kim Sana Aşıklığıyla ilgili Sen’den ispatlar gösterdi?
Bu Aşık olanın yapabileceği bir iştir, dişleri titrer onların,
ben canımı almalarına karşın üstlerine atladım.
Görmemiş miydi gözlerin?

Sırf gözlerin için vazgeçerim tüm insanlıktan,
zaten bana ne onlardan, Sen’den başkasından…
Aşk olsun da Sen’de, bende olmasa da olur,
Sen bir yolunu bulur Aşık edersin kendine.
Ben de pek işe yaramıyor bu, yüzümün sakalından.
Ölüm takıntımdan, oysa ölüm Sen’den de gerçektir.

Oğuzhan Deniz – Vakit Tamircisi / 066