Janjanistan

Janjanistan! Sandığınız gibi değil, bilseniz, bilseniz bildiğiniz gibi değil. Buranın adı Janjanistan Cumhuriyeti… evet, bunu kıçımdan uydurdum. Çünkü uydurmak basitti.

Daracık pantolonları, bilek boylarına kadar gelir ve çoğu zaman lacivert takılırlar. Babet çorapları giyip, kimisi cılız bileklerini, kimisi pantolonun paçasından fışkıran kıllarını sergilerler. Bu tarz pantolonlara bilek boy boru paça derler. O pantolonları satan kişilerde mutlaka o pantolondan giymişlerdir. Ayakkabıları genel de delikli ve kalın tabanlıdır… Bellerinde kafalarından büyük kemer tokalarıyla kemerleri vardır ve ayakkabılarıyla aynı renkte olur genelde. Düğmeleri kopacak kadar dar gömlekler giyerler, genelde yaka kısmından 12 düğme açık olur… burada da göğüs kıllarını sergilerler… Ama hep gömlek değildir, göğüs kıllarını sergileyebilecekleri bir tişörtte olabilir.

Ve onunda üzerinde daracık bir ceket. SlimFit derler, Fransız Kesim derler, derler de derler… Kollarında pahalı, gösterişli saatleri, muhtemelen saatini ayakkabılarıyla kombine ederler ama yetmez, telefon kılıfları da çok önemlidir… telefon kılıfları da ayakkabılarıyla aynı renkte olmak zorundadır.

Saçlarının bir tarafı kısa, diğer yanı uzundur, uzun bırakıp, fön çekerler. Ya da kısacık kestirip, sakal uzatırlar ya da kirli sakal bırakıp, seksi görünmek için çabalarlar ama seks onlara, pahalı görüntüleriyle metrobüs duraklarına, minibüs koltuklarına kadar eşlik eder… Bazılarının kaşlarında jilet izleri görürsünüz… Jilet, ‘’takımın Jilet gibi’’ olmasından kaynaklanır.

Janjanistan Ekonomik Durumu Fiyatı Fahiştir

Ve ellerinde pahalı telefonlar vardır, pahalıdır… Sürekli onunla meşgul olurlar. Janjanistan uyruklu insanlara baktığında dikkatini çekerler, anlam veremesen de sana dayatılan programlardan, reklamlardan, pano afişlerinden hoşuna gider. Baştan aşağı süzersin… ama onlar o an seninle ilgilenmezler, kendilerini ağırdan satarak aslında seni fark etmesine rağmen fark etmemiş gibi davranır.

Sürekli telaşlıdır bu Janjan mülteciler, koşuşturup dururlar. Yanlarında genelde önemli kişiler olur, onlar önem verdiği için önemli olan kişiler. Onların işleri için koştururlar zaten, o arada da cakas atmasını iyi bilirler. Cakas atarlar, fiyakaları yerindedir, burunları havadadır ve öz güvenleri özçekimleri kadar parlaktır… ne kadar özçekimi varsa öz güvenleri o kadar yerindedir. Ama bu ceketinin hemen sağ cebinde tespihlerinin olmasına engel değildir, ağır abilik tavırlarını mahallerine gittiklerinde yanında götürürler.

Bankaya giderler, fiş alıp sırada beklerken bile ihaleye girecek kadar gergin ve stresli görünürler, onlarla konuşmak istemezsin, bilinçaltının ‘’Önemli bir şahsiyet herhalde.’’ dediğini işitirsin kendine. Ama yine de tavırları pop müzik kliplerindeki adamlar kadar berraktır… Her an dansını yapabilir o bankanın içindeki kaygan zemin üzerinde. Her yerdedir onlar, plazalarda, pazarlarda, sokak aralarında, camilerde, tezgahlarda, cirit atılan alışveriş merkezlerinde… ve o alışveriş merkezlerinde genelde kahve tüketirler. 15 Lira ödediği kahvesinin fotoğrafını paylaşmayı da unutmazlar… Çok zekilerdir, unutma gibi bir eksiklikleri yoktur… Her kahve içmeye gittiğinde mutlaka fotoğraf paylaşılır.

Olduğu gibi görünmezler… görünemezler… işte bu insanlar için evrim gerçektir. Evrilirler… Evlenirler, boşanırlar, tekrar evlenirler. Evlilik programlarında bu yüzden bu tiplerden bolca bulabilirsiniz. Seyredebilirsiniz. Hatta oraya katılıp, katıla katıla gülerken evlenen insanları da görebilirsiniz.

Onlardan bolca görebilirsiniz… Ama onların görmediklerini de görebilirsiniz… orada bir gazete kağıdının altından uçup giden ruh.

Oğuzhan Deniz * Janjanistan!

Yazar Hakkında

Türkiye’de okur-yazar oranının %6’larda dolaştığı 21. yüzyılda sorgulama mekanizmalarının çalışmamasını sorgulamak oldukça gereksiz, biliyorum! Buna rağmen gündeme dair sessiz kalmak vicdanımın gürültüsünden uyumama izin vermiyor. Bu sorguları/tespitleri bırakalı uzunca bir zaman olmuştu aslında ve aslında ara-sıra gelip bir şeyler yazıyordum, şimdi bütün kinimi ve nefretimi kalemime alıp, yeniden yazmak istiyorum…

Ve bana engel olabilecek tek kişi yine benim…