Kafiyesi

Derin anlam saçan dudaklarımın has kafiyesi,
baş koyulmuş Aşk yolunun, ben, has efendisi.
Yok Aşk’ımın terbiyesi, yok şiirimin bahanesi,
Oğuz Aşk’ının aç, uykusuz çalışan ziraat işçisi.

Tarla tapan yalan gözlerinse mahsul hediyesi,
ince bileklerimde zincir izleri, ben Aşk kölesi,
yok ötesi, var gel yokluktan döşek olur sinesi,
Oğuz, Adem elmasıdır, Aşk’ın toprak meyvesi.

Sonunda bu topraktan diriltilip, kavuşacağız hakkımıza,
Hâk yüzümüze bakarsa ne âlâ,
tövbe binlerce günahtan, Aşk gibidir, bununda sonu yok.

Sana binlerce öğüt, nasihattir sözüm,
görürse gözün, tutarsa aklın, sığınır özün,
ne sözün manası var ne gücün…
Hörgücünden asılıp devem, Kasva yolunda,
sonunda, ölüyken diriltilip, yine öldürüp diriltene varacak yolum,
bu çirkin işlerden utanacağım.
Kendimi ateşten, Ateş’in de sahibine sığınıp kurtarmalıyım,
Hâk yolun birdir, Aşk’ımı O’na çevir, beni Sen’in Aşk’ından yanana.

Kalp Belası / 066