Kalemtıraş Ustası

Vebâlıymışım gibi bakıyorlar da,
Aşık olduğumu anlayamıyorlar.
O yüzden tüm bu sayfalar vebâlı,
sefasını sürer Martı’lar,
Uçan Balonlarının kumlarını atıp,
ölüme yükseliyorlar.
Sonra avuçlarıma düşüyorlar bu vebâdan.

Yüksekten düşmekle adam olmaz Martı’lar,
bende Aşk’ından uslanmam da Sen’sizlik beni terbiye etmez.
Sergiye sunduğum tüm sözlerimden, Aşık olanlar türer,
Erkekliğimden sığınmam ürkekliğe,
bu Sen’i etkilemez de, benden başka kimsen değil üzüntüde.

Sen’i anlatmak için kelimem kalmadı sanırlar,
aldanırlar, bende Aşk bitmediğinden kalem tükenmez.
Kafiyelerim Sen’i taşımaktan yüksünmez.
Kalemtıraş ustasıyım. Bunu heykeltıraş gibi düşün,
Kafiye ehl’iyim. Bunu da yeşil gözlerin gibi düşün.
Düşünmekten aciz olduğunu biliyorum,
öyle olmasa, bir adım uzağımda olmazdın.
Gidemezdin Aşık olsan,
gitmezdin, gitmende bir şeyi değiştirmedi,
kalbimde-ki Sen, hiçbir yere gitmedi, keşke gitseydi.

Keşke gitseydim, Ruh’umu bir elbise gibi çıkarabilseydim,
kapının ardına asabilseydim Aşk’ı, unutabilme kaftanını giyseydim,
hiç çıkarmasaydım üzerimden.

Oğuzhan Deniz – Martı Terbiyecisi / 075