Kendine

Bana gelmek için hiç çabalamıyorsun ya,
bütün iş yine bana kalıyor ama geliyorum.
Ölüme kadar gideceğim Dünya nefesi boyunca,
Aklım Sen’de, doyuncaya kadar Sen’sizliğe.
Gerçi bensizliğe alışmış gözlerine ölmek para etmez.
Aşık, görmezden gelinmeye de alışkındır.
Uzaksın ama hayattayım…
Bana, tam olarak, gerektiği kadar uzaklıktasın,
Güneş’in etrafında dönen Dünya’yı düşün,
peşinden Dünya’nın Güneş’i ısıttığı yangını hayal et,
yangınım bundan beter.

Sen dahil kimsenin umurunda değil Aşk’ım,
kimse umurumda değil zaten, Sen nasıl uzaksın?
Buna hayret ediyorum, güzelliğin kadar olmasa da.
Olmasam, var olmak şerefine kavuşmazdım,
yazmasam bu şereften de kayıpta olurdum.
Artık anlıyorum…

Sen’i unutmak için, işi deliliğe vuruyorum.
Aşk’ta kalbime vuruyor o an, duruyorum.
Beni tam ortadan ikiye böl,
Sağ yanımdan çok nefret eden bulamazsın kendine,
Sol yanımda tam aksine, bundan nefretteyim kendime.
Bende kalmayacaksın o gün geldiğinde,
ne kadar geç gelecekse, o kadar tükenir gençliğim,
beklemekten gururlanıyorum da, aslında ne aptalım.
Sen nasıl bir aptalsın-ki, uzaktasın.

Oğuzhan Deniz – Martı Terbiyecisi / 082