Taş Devri

Geldim-geldim merak etme.
Masal Çiçeği ektim Kaf Dağına, açmasını bekliyorum.
Bin yılda bir doğar derler, doğru, ilk eken de benim.

Sen’im içindi, çiyler buharlaştı derimde,
çiçeklerden güzel kokan tenine, hasretliğimden.
Bahsettiğimden çekinmem, bunun şehvetle alakası yok,
Aşık olmayan bilmez, kainatın tek Aşığı benim ya,
o yüzden benden başkası anlamaz yine tenimi de.

Sen anlamasan da, ben hep Sen’inleyim,
hatıralarımızın rabıtasından, delirdim.
Gözünden bir damla yaşa Güneş söner,
Sen Dünya’ma küs, Güneş’te küser,
buna da gerek yoktur,
güzelliğinden küstü Dünya’ya, mevsimler geldi…

Sen’sizlik eziyet, niyetin ne?
Sen’sizliğe eşlik eder Kiralık Katil saatler,
Taş Devri’nden kalma aklım,
gidişinin haberini veremedi hâlâ kalbime.
Kalbim ışık hızı ile Aşık oldu sana,
İlk Görüş yavaşlığında değil, bunu da bil.

Şimdi kaplumbağa adımlarında bedenim,
işime bile gitmek istemiyor gibi giderim.
Sen’den başka hiç bir yere gitmek istemem.

Oğuzhan Deniz – Martı Terbiyecisi / 083