Kıymet Bil

Aşk’ın şakası yok, Aşığının da öyle,
Sen’i unutmak adına, komikleşti halim,
gördüklerinde beni, mani olamazlar gülümsemelerine,
bilmediklerinden, ses etmem, gülüp geçerim.
Onca insan arasında nasılda bana denk gelebilirsin ki?
Bu bir tesadüf değil, Yaratanın taktiri,
bunca başarısızlığıma rağmen, taktirimsin.
Ve bunca kötülüğüne rağmen, taktir ettiğimsin,
yürüyüşüne imrendiğim gibi.

Gözlerimi güneşle dağla, ben yine net görürüm Sen’i,
kimin Ben kadar sabit bir Aşığı var-ki? Kıymet bil…
Yazıp Aşk’ı, sonra sil, ben kağıt değilim…
Benim şakam yok, Aşk’a böyle ölüme giderim,
öleceğim ya sonunda nasıl olsa, yol fark etmez.

Etmez olur mu hiç? Tövbe,
nasıl ölmek istesen deseler… Allah için, derim.
O’nun için ölmek bahane kabul etmez.
Bu yüzden hiç şakam olmadı dinim,
Aşk’la çok dalga geçerdim, o yüzden bu haldeyim,
daha da kötüleşeceğim, sanırım aklımı kaybedeceğim.

Aşk’tan mazhar Oğuz, mutluluğa zafer Yağmur,
Rahmet ile gelip, Rahman ile gideriz, hepimiz…
Üstelik bunu bile-bile, ölmeyi düşünmeyiz,
sevmeyi hiç bilmeyiz, elimiz yüzümüz günah.

Oğuzhan Deniz – Vakit Tamircisi / 035