Mahluk Maşuk

Vakit Aşk’tan yanık tene ilaç da,
ten, kırışıklarıyla düşman vakte,
aslında bu biraz karışık…
Boşuna heveslenme,
Aşk, benimle mezara girer de başkasının gönlüne girmez.
Başka birini bekleme.
Beklesen de ben kadar Aşığı gelemez ya,
bende gelemezsem, bil-ki Ruh’um artık özgür.

Söz veriyorum, Sen’i unutacağım,
unutmasam da, unutmuş numarası yapacağım.
Yüzümde-ki muziplikte kaybolurken,
kalbime değecek gözlerin, yine kendini göreceksin.
Böylesine maharetliyken Aşığın, Sen ıraksın,
benden başka herkese yakınsın,
Oğuz kime dert yakınsın? Ölüme yakınım.

Neden mi Sen diye yalvarırım Allah’a.
Başka kimsenin gücü yetmez Mucizeye,
gelmeni bu imkânsızlığa adayıp, yine de inanırım.
Zaten Oğuz inanırdı, inanmasa ateşte yanardı.
Burada yanmakta bir nevi asiliğin ateşi gibi,
Aşk asilik ile bir tutulamaz, asi ateşi hafiftir.
Aşk’ımın ateşi, Rabb’in ‘Ol’ demesi kadar basittir.
Ben o ateşi gönüllü üstlenen cahil mâhluk mâşuk.

Oğuzhan Deniz – Vakit Tamircisi / 036