Martının Gözlerinden

Kopartıp bir dirhem, her hilem beynime ot.
Kopartıp incelmiş halatları kaldığı yerden,
yerimden öte kımıldamak, ne zor adım atmak,
senden uzaklaşmak ne inat ihtiyaçlara.

Martının gözlerinde-ki ifade, her halde.
Vardır iki kanat çırpmanın da bedeli,
martının gözlerinden aşağı bakmak,
seni öyle izlemek, görülmemiş özgürlük.

Kepimin gizlediği beyaz saçları da dökebilir
ayrılık, insanı öyle ağlatabilir-ki bunlar
karıncalara bardak dolusu Yağmur gibi gelir.
Bunlar toprağın özlediği damlalardır.

Toprak martının çığlığı ile uyanır-ki seninle
yüzünü yıkar, güneş ilk kıvılcımı senden alır,
sen gittiğinde güneş küser, ay merhaba der,
sesinle doğa meyvelerini verir… Sen başka
meyveler yerken, meyvelerini yerlerken.

Oğuzhan Deniz * Ne yediğini bilmiyorken insanlar.