Nikbîn

Uzakta bir ses, cilveder nârâ’ma nazâran.
Ufukta bir dâğ, hârrâhen bağrıma ahsenân.

Bu sesleniş gönüle bedter, âhfâ’ûn ahgêr!
Bu devriliş ölüme, âheste ve âftâb-ı bâhûr.

Sefil rûzlarım dîvâr da üzerine bir çizik ile.
Meygûn cepken cebime tütün çakmak ile.

Nikbînliğe emanet değil aklım, yeterli bedbin.
Pejmûrde müjdesi verme kalbim bezdi yettin.

Riyâ da resâ tadında onlar, baş edemez bed.
Rüyâ da revâ bu kâbus, uykuların bölük bed.
X
Târ-ı dişeb düştüm muhtevaya ya mutlaka ak.
Ya mutlak sefîd al hırs yemle, evveli surreal’âk.

Sen sengîn û sengdîl değil mi? Fırlattın üzerime.
Ama battın dibe, durmaz taşlar deniz üzerin de.

Hep şêbgir ya mên sen elinden çûn tenperver.
Vebalimi aldın ki çoktu benim günah sensever.

Huzurun bir asma bahçesi var mı? Benim var.
Sevginin tarifsizce yaşandığı bir kalbim var.

Velî vêl elm’tut, yüzm’bak, canm’al, kanm’ak.
Zen bedrû yek güzel-ki bakılmaz çehrene’yak.

#Bedbinderune