Oğuz’a Çarparsın

Ben mutluluğuna garantiyim de,
Sen, mutsuzluğuma, umutsuzluğuma, yalnızlığıma.

Kim demiş gerçekte-ki Aşık’lar kavuştu diye?
Mutlu sonla biten hikâyelerin aşıkları, hurafe.
Aşk’ın nihayetinde Oğuz’a çarparsın birden,
bunca ayrılık için söyleyebileceğin tek şey ‘keşke’.
Daha fazla pişman olacağın şey biriktirmeden,
dön en kısasından, kıssası olmaz merak etme,
etsen de nafile, üzüntü duyacağın şeyleri duyamazsın dilimden.
Gururuma kaptırırsam kendimi, şimdiden affeyle.
Sonra mahveyle, gam yemez yürek, görüntüne doymuştur.

Tırnaklarımı Martı’larım kemirir,
bana iş bırakmazlar Sen’i beklemekte,
onlarda bekler hevesle, gelsen de,
görse gözleri Yeşil’den şahane…
Onlara aldırma, bulurlar bir bahane…
Emrinle, edebilirim hepsini yerle bir,
vicdanına bırakıyorum da onca Martı hayatını,
yine yanlış yapıyorum, biliyorum…
Vicdanına bıraktığım kendimin,
cenaze namazını kılıyorum.
Bu içler acısı hâlimden utanıyorum,
sonra bir yolunu bulup, yine Sen’i haklı çıkarıyorum.
Ne çirkefleştim Aşk’la.

Oğuzhan Deniz – Martı Terbiyecisi / 098