Ölümsülüğe Ölüyorum

Uğurluyorum kendimi hayattan,
her gün biraz biraz eksilen canımdan,
bir gram eksilmez mi Aşk’ından?
Eksilmez…
Ruh’um Aşk’ınla ölümsüzlüğe yaşlanır,
sonsuza dek sürecek Aşk, ayakta alkışlanır.
Burası Martı Kışlası’dır, sonsuzluğa inanırlar,
kaderlerinde Aşk’tan sebep yanmak.

Ölmek üzere yaratılmışız, ölüme değer katar Aşk,
benim uğurum öyle yüksek, ışığı parlak, şükürler olsun,
bahtın ne kötüdür Sen’in, hissettiklerimi asla hissedemezsin,
bir başkası da asla hissedemez benim yaşadığım Aşk’ı Sana.
Aşk’ına senâ Oğuz, Sen Oğuz’a semâ, sebâ günün sesi selâ,
sedân ile sefâ, gönül Sen’inle sezâ, sesim o an secâ, ne cefa.

Her harla Od bir değil, Oğuzhan Deniz’e denk değil aşıkların,
davranışlarında kalır ya hayat canlarım, merak etme yine canlanırım,
hatalarından kırılır ya hayat Sana, hayatı da zehir ediyorsun,
Sen’de bilmiyorsun, anlamı olsa da anlamsızlaştırıyorsun.
Sıcağım, artık Sen’i kavurur, sıcağının kıvılcımından tutuşmuştu oysa.
Nasıl da Sana kendinden bile daha fazla önem veriyorum,
ölmekten bu yüzden korkuyorum da, insan ölünce kurtuluyor.
Ölümsüzlüğe ölüyorum.

Oğuzhan Deniz – Vakit Tamircisi / 061

  • Senâ: Övgü
  • Semâ: Gökyüzü
  • Sebâ: 7
  • Sedâ: Ses
  • Sezâ: Değer
  • Secâ: Haşerat Sesleri