Ondan Gelen

Yağmur bekleyen Deniz’dir Oğuzhan…
Bu ne büyük vakit kaybıdır, bunu da önlemek için vakti tamir ettim.
Zamanın iyileştirdiği falan yok, aklımın başka fikri yok,
kandırıyorum kendimi Sen’sizlikte, Sen’sizlikle

bunca vakit geçtiğinden,
oyalıyorum kendimi.

Ama yine de, bir anda gelecekmişsin gibi,
ömrümün sonuna kadar şiir karalarım, zorlanmam…
Bundan horlansam da, umursamam.
Aşk öğretti üzülmeyi, üzülmek gülmemeyi,
artık ikisini de çok iyi biliyorum, cevabı hazır Sen’sizliğimin.
Eşsizliğine eşlik eder uçsuz bucaksız yeşillik,
gözlerinin peşinde sürünürler, Oğuz içlerinde karanlık.
Bazen, cidden benden kaçıyor gibisin,
yetişemiyorum ya Sana, saatlerce bekliyorum sokağın karşısında.
Olsun, buna umut diyorlar, bana unut.
Kolaysa nefes alabilmeyi unutun hadi,

sesleri kesilir ani, Martı’larım yolcular misafiri.

Neden bahsettiğimi nereden bileceksin ki?
Bilmiyor değilsin, bilemiyorsun, öğrenemiyorsun…
Bunu bile bile yazıyorum, Sen, okumuyorsun bile…
Biliyorum, aptallık ediyorum ve yine yazıyorum,
Ve yine,
Mutluluğuma adanmış kurbana son anda yetişir gökten inen Yağmur,
dur,
önce şükretmesini öğren, sonra Râbb’inden güzellikleri dilen.
Dilen, dilen, orta da hiçbir şey yok, isyan etmem, biliyorum ki,
benim için en Hayırlısı, bana O’ndan gelen…

Oğuzhan Deniz – Vakit Tamircisi / 079