Sevilmeyle

Bulutlar ne değerlidir benim için,
Sen’i kuş bakışı izleyebilir…
Rüzgar da öyledir, tenine her an değebilir.
Sırf bunun için rüzgar olmayı isterdim,
Sen’i her an görebilmek için de bulut…
Çimlerde masumca uyuyuşunu dilediğim kadar izleyebilirdim.
Ne şanslı üzerinde yürüdüğün kaldırımlar,
sevdiğin kediler bile ne şanslıdır…
Ve ya minik bir köpek yavrusu, ne şanslıdır,
Sen’den gelen sevilmeyle.

Öldüğümde, Ruh’umun olduğu yerden izleyebilecek miyim
Sen’i acaba?
Sen nereden bileceksin ki, ilim işin değildir.
Hapsolurum bir kabre, gelip okurlar baş ucumda,
olursa okuyanım.

Sen okumadıkça, yazdığım tüm sözleri silmek isterim,
elim varmaz, hep Sen’i yazdığımdan, okurum defalarca,
iş değil… Taş olsa, çoktan çatlamıştı, dağ olsa tuz-buz olmuştu.
İş değil Aşık’lık, gök olsa, inmişti yere…
İş değil Aşık’lık, yer olsa, ne var ne yok, sindirmişti çoktan.

Hiç yoktan yaşadığını biliyorum.
Buna şükredip, gelme ihtimalini düşünüyorum.
Bununla ayakta duruyorum,
bu da olmasa, olmazdım diyorum.

Oğuzhan Deniz – Güneş Kavalyesi / 013