Solumaya Engel

İşim günaha batmak, sonra ayıplamak kendimi,
sonra yazdırmak ilk işim olan Aşk’tan bir kaç satır,
iki gönül arası gider gelir katır, Aşk taşır,
Eğer kendini dudaklarımdan dinlemiş olsaydın,
Sen bile hayran olurdun Sana, izlerdik Sen’i saatlerce aynada.

Dilimde, Sana bal satan sözcükler,
oku diye ısrar ediyorum ya mundar manidar,
hurafe gelir yazdıklarım.

Dışımda gülücüklerden gürültüler, içimde yangından.
Bundan bir kurtulsam, öyle bir kul olurdum ki, şükürle,
ne Sen gelebilirsin Cennet’ime, ne ben giderim Cehenneme.
Dilime bile yakıştıramıyorum Sen’i,
bu cılız kafiyelere yazıyorum da, sonra utanıyorum.
Aşk, satırlara sığmadığından sayfalarca karalıyorum.

Aşk’ın yolunda Baş Oğuz, baş uzatır giyotine, hoş gönülle,
bundan bol gönülde bulamazsın hani, boş kalır diğerleri,
zihinleri aşk leşleri, dilinde kirlettikleri, bulurlar ettiklerini,
bulurum bir gün ettiğimi… işim gücüm Sen olduğundan,
buradan da bir ümitteyim, sorma.

Aşk’ı bana hiç sormamana rağmen anlatıyorum sayfalarca,
bir de sorsan, nefesim yetmez anlatmaya,
kokunu solumaya engel diye nefes vermek,
bıraktım nefes almayı da.

Oğuzhan Deniz – Güneş Kavalyesi / 024