Sonra Değil

Bu en sıcak yürüyüş!
Bu en sıcak bekleyiş!

Biliyorum, dokunuşunun bahanesini. Ürperişimi görebilirsin tenimden. Bir sitem gibi vücudumda. Doğmak kadar istekli, ölmek kadar belirsiz, sonsuz. Anne şefkatinde. Biraz korumacı ve sahiplik takısı var parmaklarında. Korkunç bir sıcaklık var ellerinde savruluşunu savuştururken dizlerimde bıraktığı. O an görsen kalbimi, kalbin kanatlanıp uçardı avuçlarıma. Ve bu yeni nesil heyecanlı gülüşlerimin nedensizliği gözlerine bakınca. Rüyadan bozma güzelliğine… Evet, “güzelliğin cennetten kovulma.” Öyle ya, başka nasıl olabilirdi ki? Öyle ya; rastgeleliğin görecesine sığmaz bu bakış, bu gözlerime işlenir nakış nakış. Gözlerimi kıskanırım sonra!

Bak, bu sanki ilk yaz görüşümüz. Bak ilk defa yürüyoruz bu yolları birlikte. Yolumuz aynı, biliyorum. Yine de bana ayna oluşunu bilmiyorsun. Seni her zerrenle istiyorum ve yetmiyor haftada bir hissetmek… diğer günlerin boynu bükük.

Çok eskilerden bir şarkıyı ilk defa keşfetmiş gibi bakıyorsun gözlerime. Ben bu heyecanı hak etmiyorum. Hatta hiç gülümseme. Aşkı batırıyorsun kalbime sen her gülümsediğinde. Biliyorsun aslında. Şuan zamanı değil, şimdi değil. Sonra değil!

Yapma. Bana öyle iri gözlerle bakma, çünkü Aşk, insanı, hiç iz bırakmadan öldürmenin en iyi biçimidir.

#OD | 03:08