Sustalı Çakı

Aşk’ına yazılmış binlerce kelime,
sigaramın kanserine eşlik eden demli çay,
bazen şekersiz tadı, acı verir damağıma,
şiir, ses olur kulağına,
bırakmaz peşini kelimelerim,
güven veririm ben Sana,
ihanet etmem,
saç telini bile ziyan etmem ben, saklarım.

Nisan, Yağmur yağdığı için Nisan,
başka ıslanır insan, Aşk’a düştüğünde,
ten yangını elbiselerini kurutur üzerinde,
anlamazsın Sen bu içtenlikten,
gel de, kurtar beni bu tükenmişlikten,
Martı’lar gücenmişken,
simit açmaz gagalarını, bu Aşk davası.

Karamsar melodilerden çıkarıp hırsımı,
gövdesine sustalı çakımla kazıdım Aşk’ı, Yağmur Ağacı’nın,
Aşk Gölgesi ayrı bir küskün, Terk Edilme Mevsimi’ni yaşattı.
Yangın hâlime hâktır.

Sakalım gözyaşlarımı saklarken, ıslak kirpiklerim ele verir ağladığımı,
sanma ağladığımı, ağlamak Aşk’ıma denk değildir,
önümde saygıyla eğilecek her sefil şair çırağı,
Aşk’ı kalbime sapladığından beri hekimsizim,
gereksizim Dünya’ya, Dünya bana gereksiz şu sıralar,
duygular, içi yalan kaynayan ağızlar, hissiyatsız aşklar,
denk değildir Aşk’ıma.
Beni böyle de düşün.

Oğuzhan Deniz – Güneş Kavalyesi / 099