Taşır

Ben’siz çok mu mutlusun?
Doğru söylemiyorsun, en başından beri.
Öyle olmasa, en baştan anlatırdın her şeyi…
Doğruları söylemiyorsun.

Soğuttum Sen’den kendimi de, bir türlü Aşk’tan sönemem,
yangın bedenimden Ruh’umu buharlaştırır,
aklımı aklıma devşir, beni akla taşır, artık yazıktır.
Ölüme gider sözüm, gözüm bektir, bundan çekinmez.
Sözüm tektir, Aşk’tır, Sen’i aklımdan taşır, artık yazıktır.

Beni öldürdüğünü görmüyor musun?
Sen de kimsin ki bu ilmi yapabilecek kadar?
Ölüm de Râbb’imin, yaşam da, aslında Aşk’ta O’na,
gel de anlat aklıma, Şeytan’ın avuçlarında bilincim,
işin gerçeğine bakacak olursak, Sen’in Aşk’ındansa,
razıyım Râbb’ın Rızasına, keşke, inşAllah yine.

Binlerce kez Sen’i istedim de utanarak,
geleceğine inanarak, hiç inanmasam da,
inanmakla, ben arasında-ki kuvvetli köprü,
Aşk bu köprünün iplerini incelten törpü,
gözlerimin güneşini inceltir görüntün,
ne güzel bir manzara bir gram Aşk’tan eksiltmedi.

Buna rağmen,
Sürmelerimin boyasını incelten bir tiner güzelliğin,
gözlerime değdikçe erir gözbebeklerim, ben beklerim,
Martı’dan bebeklerimin ağlayışlarını sustururum,
bu getirir kusurları.

Oğuzhan Deniz – Vakit Tamircisi / 017