Üç Harflik Ömür

Aşk,
Üç harflik ömür.
Ebediyete uykusuzluğu,
nefes sesine eşit şekilde hafiftir uykusu,
nefesini başka birisi soluyacak kuruntusu,
yok ediyor Oğuz’u

Zerre-zerre, bir nevi bin nebze.
Ben Aşk’ın her halini bilirim, Aşıklığın da,
Aşk’lığından eser yok yine, rahat uyursun elbette,
kulaklarının duyamayacağı boyutta Aşığının sesi de.
Sen bir gel de, uyku nedir öğreneyim,
yatağıma huzurla girip, gülümseyeyim,
ne yayvan bir gönlün, içinde tüm meyvelerin tatları,
tattıkça haramları, kusacaksın o tatları.

Öğüt vermek değil de işim, birlikte gitsek ebediyete,
bir dönüm de olsa arazisi, uzanırız çimlerine, yeter bize,
yangın yok, ateş yok, doyasıya Sen ve ben.
Ne de aptalım ben…
Unutmakla unutmamak arasında kararsızım,
İnsan bilinçli unutamazken, Aşık nasıl unutur?
Aşk, nasıl uyutur? Aşık nasıl uyur?
Çocukluğumun tam zıttı bu yüzden,
uyanık kaldıkça büyür içimde Aşk’ın.

Bu dert başımdan aşkın, Aşk’ın başımın yarası,
bilmiyorum çıkarını, ölmüyorum Sen’sizlikten,
biliyorum bitecek Sen’sizlik, gelsen de gelmesen de.
Gülümseyecek gözlerim yine.
İşi deliliğe vurmaktan vaz geçeceğim.

Oğuzhan Deniz – Güneş Kavalyesi / 069