Vazgeçtim

Sırtımda ağrılar, Aşk ağırlığını taşımaktan,
Kahırda Martı’lar,
“Sana gelen bir yön varsa, tam akside vardır” diye isyan edeler,
isyanları kadar çirkefliğim var,
“Sana gelen bir yol varsa, tam aksine giden bir yolda vardır mutlaka” derler.
aldırma sen onlara, ne dediğini bilmezler.

Bir de terbiyemden bozmam istifimi,
onlar bana derler-ki ”Martı Çobanı” seni,
Sen’i anlatabilmek için olduğum rezilliklerle,
Adamlığı da silmek varmış işin sonunda…
Gülmekten vazgeçtim Sen’i göremediğimden,
Sevmekten vazgeçtim Sen’den başka herkesi,
Unutmaktan vazgeçtim Sen’inle ilgili her şeyi.
Susmaktan vazgeçtim Sen’i anlatmak için,
Manzaralardan vazgeçtim yüzünü gördüğüm için,
tatlardan vazgeçtim dudaklarını tattığım için,
kemiriyor içimi Aşk’tan fareler,
zehirledim hepsini, vakit yine durdu o an,
amma yaşlanmamaya yok bir çare.

Ölümün Sana gelmeyecekmiş gibi üzdüğün bu Aşığı,
her gün öldürdüğünün farkında değilmişsin gibi,
öldüğüm gün değerlenir bir çok hatıra, anı dolu hafıza,
Aşk’ına Oğuz’dan dolu şair mi vardır başka?
Aldanma, onlar kof yürekli, hoş gelirde sevmesi,
yanmadıktan sonra bilemem ki huşu içinde sevmeyi.

Oğuzhan Deniz – Vakit Tamircisi / 015