Yeşilden Evler

Paltomun yağmur içmekten eskimiş omuzları,
doymuyor günaha apoletler, sevaptan iskeletler,
ölüyor çamurdan sağlık bedenim,
dünya denen gezegen çamur yığını içinde…
Gözlerim hala çağla, aynı Aşk hamlıkta,
yeşilden evler, siyah panjuru kirpikler,
kaşlarından karabulutlar, çatılırlar birbirine,
sinirlenince yağarlar, ölümsüzlük saçarlar,
dalgalı yine damlalarından birikmiş suya düşer gibi saçlar.
Ah o saçlar… ne de güzel dolanırlar parmaklarıma,
ah bu İstanbul’un terk edilmeyen pis havası,
paçama yapışır çamurlar, adım attırmazlar,
çekiştirip dururlar,
gitmek öyle zordur bu şehri anlatan bakışlarından,
sevgilim, gözlerin hala çağla,
papatyaları sömüren arılar gibi benimse gözlerim,
özlerim, ben daha çok özlerim.
İşte, değiyor gözbebeklerine şiirden bozma hislerim,
istemiyor hiçbir kelime hüzne bürünmüş vedaları okutmak,
uçuşmuyor vapurumuzun sirenlerine eşlik edip martılar yanımızdan…
Hâk bilir, Hâk elbette her olmuşu, her olmamışı bilir,
zerre inkârına tonla şiiri heba edecek kadar delirdim,
aklı istemiyor gibi bir halim mi var?

Aşık İhtimali / 16