Zavallım

Hikayemin acıklı yanlarından biri de dostumun gözlerimin önünde kaybolmasıydı.

Aslında bu benim hikayem değil, ben sadece o hikayedeki kötü karakterim.

Aslında o kaybolmamıştı, ben kaybetmiştim onu. Göremiyordum artık onu. Vicdan menzilimden çıkmıştı. Acımasız biri olmuştum yine. Gözlerinin içine baka baka yaktım içini, dışını. Omzumda ağladı ama göz yaşları umurumda bile değildi, katılaşmıştı kalbim. O ağladıkça benim yangınım sönüyordu, adeta kurban ediyordum kendime, o hırıltılı sesiyle omzumda ağlıyordu, benim omzumdan binlerce yük kalkıyordu.

Ciğerlerimizi kirlettiğimiz paslı bir yangın merdiveni kapısında sessizce bekliyorduk. O konuştu önce, neden böyle olduğunu sordu. Anlattım, yalanlar vardı dilimde, yılanlar var kalbimde, anlattım. İnandı zavallım…

Çok basit kandırdım… Kanına girdim masumluğun. Hak etti diyordum bir yandan, bir yandan da yansın diyordum… Ve yanıyordu da.

Sonra ne oldu dersin?
Benden yardım istedi, ben bile bile…
Ben, bile bile ateşe attım. İşte o yüzden rahat değil vicdanım.

Sen kış uykusuna dalmak üzereydin, ben kuş uykusu kadar kapatıyordum gözlerimi. Çünkü senin olmasını istediğin şey benimdi…

Sadece senin değil, aslında onların istedikleri şey de benimdi. Kıskanışlarına inat kırdım hepsinin kalbini.


NEYSE Kİ KIŞ UYKUSUNA DALDI!

Bir bakarsın, çok değer verdiklerin bile ehemmiyetini kaybeder Aşk’la.
Bu aşkın kanunu gibidir.
Çünkü Aşk, istediklerini verirken sana, biriktirdiklerini alır senden, elinden.

Yani, hiç bir zaman tam kalamazsın. Kendinle kalamazsın, maalesef.

Bu durum kendini kaybetmekle aynıdır.
İyileşebilirsin zamanla, iyileşirsin zamanla.
Yüzlerce kağıdı yakarsın… Hayranlıkla baktığın yüz için yazdığın, çizdiğin, anlattığın kağıtları yakarsın. Yanarsın da o kağıtlarla beraber. Ancak bu ateş kendinden değildir bu sefer, yanmış olan başka birinin közleri tutuşturur, sözleri insanın içini kavurur.

Çünkü Aşk;
Önemli olan bazen aşk değil, kendinsindir.
Çünkü Aşk, kendinden harcamaktır.
Çünkü Aşk, öyle sömürür kalbini, tüm duygularını.
Çünkü Aşk, kendini harcamaktır karanlık bir sokakta.
Çünkü Aşk, kendini bıçaklamaktır bilmem kaç yerinden.
Çünkü Aşk, ruhuna yapışmış olan bedenin gibidir, çıkaramazsın üzerinden.
Önemli olan Aşk değildir, kendinsindir ama hiç duymazsın kendini.
Çünkü Aşk, sağır eder kulaklarını.
Çünkü Aşk, kör eder gözlerini, kendini bile göremezsin.
Çünkü Aşk, tüm engellerini kaldırır ama asıl engelin Aşk’tır.
Çünkü Aşk, nerede bıraktıysa seni, bıraktığı gündür, oradasındır.
Çünkü Aşk, uyuşturur aklını, vücudunu, kalkıp, gidemezsin.
Önemli olan Aşk değildir, kendine ait olanlardır.
Çünkü Aşk, nelere sahip olduğunu unutturur.
Çünkü Aşk, başka her şeyi, herkesi unutturur.
Çünkü Aşk, batmasıdır gemilerinin denizde.
Çünkü Aşk, inancını ele geçirir, başka kimseye inanmazsın, inanamazsın.
Çünkü Aşk, lanetindir, felaketindir… Melanetindir.
Önemli olan Aşk değildir, Aşk’ın kendine olanıdır.

İşte böyle anlattım, anlamadı zavallım.

Benim zavallım, anlaması çok iyi olmayanım.
Gördüm, duydum, işittim.
Ama o yoldan sapmadım.
Sen de vazgeçmedin ama ikimizde mutsuzduk, sonra ben kurtuldum.
Sen kurtulamadın.
Kurudun…
Kurdun durdun zihninde.
Sustun…
Sus pus oldun, herkese.
Sonra ağız dolusu kustun…
Ben dinlemedim bile seni, benim zavallım.

Sen yeniden anlattın, ben yine dinlemedim. Aslında aklım başımda değildi.
Sağlıksız düşünüyordum, aklım başımdan gitmişti.

Dostum, sen bilmiyorsun ama hikâyenin en acıklı yanı benim.

Özür dilerim.

#OD | Bendeniz * Aşka verdiklerini hiç geri alamazsın.