Zincirlemesine

Önce bir sigara yakıyorum,
sıcacık çayımdan bir yudum alıp, Sen’i yazıyorum.
Tüm bu sayfalar Sen’den güzellikler dolu,
içlerinde gözlerini anlatan bir sürü Aşk cümlesi,
nasıl oluyor bilmiyorum ama kötü sonla bitiyor,
çektiğim acıları anlatıyorum, duyguları sömürüyorum…

Ben böyle değildim, önceden, sahiden gülerdim,
gülümsemezdim.
Sen önceden gülümsemezdin, ne oldu ki şimdi,
kahkahalar eşliğinde sesin, nefesin neden bensiz?
Boş ver,
bilmemek daha doğru olandır belki,
sonunda bunca şiire sırtımı dönüp gideceğim ya,
arkamdan unutuluşlarına ağlayacaklar, ben gibi.
Unuttukların, hatırladıklarından azdır Sen’in,
başlı başına Aşık Oğuz’u unutabildin Sen,
ne de marifetlisin Sen, nasıl başarabildin bunu?
Öğretmeden gitmeseydin keşke,
gitmeseydin keşke.

Dolanıp durur aklım düşüncelerinde,
zincirlemesine Sen düşüncesi,
Aşk’a düşünce, anlarsın demek istediğimi.
Yüzüne söylemek istediğim ne kadar çok şey var aslında,
korkuyorum yine de, yüzünü görünce unutursam diye,
sonra diyorum ki,
”Ben zor unuturum”.

Oğuzhan Deniz – Vakit Tamircisi / 085