Aşk Sendromu

Evet, günahlar oradalar, ortalardalar, etime batıyorlar ve ben bunu kâr sanıyorum aklımca. Oysa aklımda binlerce el değmemiş güzel fikir vardı, bu başlangıçtaydı. Ömrümün keşkelerini peşimden sürüklüyorum şimdi prangalarımdaki zincirlerle, ellerim boş ve gözlerim dolu… Ve benden geriye sadece saçmalıklarım kaldı.

Oysa balık olmak vardı, denizi gökyüzü bilip.
Oysa martı olmak vardı, rüzgarı gökyüzü bilip.
Oysa dağ olmak vardı, köklerinden sıkıca toprağa bağlı.
Neyse ki toprak olmak var sonunda, ömrümden bilip.

Pas demire kanserdir, tıpkı yaşamın insana yaptığı gibi… belirsiz ölmek, belirsiz ölüm, benzersiz, eşsiz. Neyse ki ölmek var sonunda ömrümden bilip. Bundan sapmak yok, bundan caymak yok…

Demir irademin vazgeçmez ideleri. Günahlar pas bedenime! Onlar orada dururlar, onlar beni öldürürler, onlar beni azlederler… Yine de beni ölümden döndüremezler. Gideceğim çoğundan sonra ve önce bunu değiştiremezler.

___

Elimde değil, şu çılgınlıklar ve çılgın sözleri yazmak elimde değil. Hepsi bir tuhaf aşktan… sebebi mutluluktan… mutluluk denen şu sendromdan, dramatik bir sahneden ibaret insan. Vazgeçemedikleri yüzünden üzüntüsü, yüzünden dökülür tuzgölü.

Çünkü anlamsızdır, anlam aradıkça anlamsızlaşır hepsi. Aşk, hayat, yaşam, amaçlar… hepsi anlamsızlaşır, çünkü ölmek üzere yaşadığını hatırlarsın tüm bu hengamenin içinde ve bunu unutturabilecek tek güç Aşk’tadır. Ve aşk, insanı hiçbir zaman mutlu etmez.

#OD | Bendeniz * Zaman, ömre kanser.