Avuçlarından

Zamanı bıraktı avuçlarından,
vakit öyle bir uçtu gitti ki ömrümden,
aklar düştü Ruh’uma,
Ruh’um kadar yaşlandım.
Öyleydi, ellerimi tutarken ne güzel geçerdi vakit,
sonra bir ara geçmez oldu, hayal bitmez oldu,
acı gitmez oldu yüreğimden, şiir üstüne şiir,
bir manası olsa gelirdin, biliyorum delirdim,

binlerce şiirime karşılık bu yaptığın haksızlık,
dibi görünmez bir kuyudan dibe vurmak üzere düşüyorum,
karamsarlığımdan ağırlaşıyorum, üşüyorum.
Sana Sen’i anlatmakta aptalca,
Sen aptal olduğundandır belki bunca telaşa,
temaşa uykumun ortasında, gel de uyanma yıllarca.
Hatırı kaldı gözlerimin gözkapaklarımda,
saatlerce kavuşamadılar yıllardır doğru-dürüst,
tam fevkine vardıklarında uyandım hayalinden,
yeniden uyudum, bu yüzden vakti dolmadı Ruh’umun,
bu yüzden böyle güçlendim ve büyüdüm Aşk’ında.
Haklıyım ya hani, onu da çekemiyorsun Sen,
Sen’i ben kadar kimsenin sevemeyeceğini biliyorsun ya,
onu da hazmedemiyorsun Sen, ah Sen, neden böylesin Sen?

Bu kadar zor yani geri gelmen,
bunca hissiyatla yazdığım şiirlerimin, yazılarımın,
bir parçasını bile hissedemeden yazmaya çalışmak kadar zor.
Biliyorum, geldiğinde vakit çok geç olacak,
vakti tamir eden bir Vakit Tamircisi’de kalmayacak.

Aşık İhtimali / 28