Gökyüzü Arayışı

Ben efsanevi cümlelerin arkasında, gölgesindeyim. “Keşke yapsaydım dediğim şeyleri yaptıktan sonra keşke yapmasaydım dediğim için.” Ve bunları yazmayı sevdim… ardımda bırakmak için mi bilmiyorum, ama ben yazdıkça unutabilen bir aptalım. Eğer bunları yazmazsam hep aklımın bir köşesinde, sanki ayağında prangalar varmış gibi hapsedilmiş hissediyorum. Neyim var bilmiyorum! Sahip olduklarıma şükrediyorum, sahip olmadıklarımda gözüm yok pek… sadece onlarla mutlu olan insanlar için istiyorum onları. Ne yazık, oysa bunun telaşası içinde ömrüm akıp gidiyor, tıpkı şu söz gibi?

“Gözlerin mum ışına dalmış gibi seyreder ömrünün ellerinden kayıp gitmesini.”

Öyle derin manalar var ki içimde, bazen onlarla birlikte, o derinliğin o karanlığında yapayalnızım, bazen boğuluyorum, bazense bu manaların farkında olduğum için mutlu oluyorum. Ne var ki bu farkındalığı paylaşamadığım diğer insanlara kızıp, peşinden derin bir karamsarlığa bürünüyorum. Oysa onlar için elimden geleni yapmışken, hala bana benzemedikleri için kızıyorum. Oysa her şey ne kadar da bana benziyor, ben ne kadar da her şeye benziyorum. Evet! Tüm insanlardan, yüm o karakterlerden biraz var benliğimde. Benim benliğimden var o karakterlerde…

Ama artık anlıyorum. Ne yazmakla bitecek, ne düşünmekle, ne anlatmakla. Ama yaratıcı zihnimin içindekileri anlatabileceğim bir şey yaratmış. Hepsini, her düşüncemi bir bakışta görebilecekleri bir manzara. Gökyüzü… evet o muhteşem. Mavi üzerine beyazlar… ne kadar da şık. Ne kadar da göze, gönle hitap eden bir manzara. Veya hepsini, her düşüncemi bir kuş sesine iliştirivermiş. Buna rağmen, buna ve bunun gibi nice betimleyi bilmeme rağmen acizim. Yine de hepsine ama hepsine teşekkür ederim Rabbim. Beni yarattığın ve tüm bunları gösterdiğin için teşekkür ederim. Seni seviyorum.

#OD | Bendeniz * Gökyüzü arayışındayken bir sigara molası.