Hayatın Anlamındaki Anlamsızlık

Şu, bir gün bensiz gökyüzü!
Şu, bir gün bensiz yeryüzü!
Ebediyen…
Ebediyet anlam kazanacak ben savaşlarımı kazansam şu kendimin kuytu köşelerinde. Aklımın derinlerine ışık tutabilsem, aydınlatabilsem…

İşte yine isyankâr ve karamsarım, anlam ve anlamsızlıklar arasında volta atıyorum. Oltamı nereye atsam anlamsızlık, kancamı neye taksam, anlamsız.

Ve hayatın anlamını yeniden arıyorum!

Hayatımın anlamı, anlamları… bulmuştum ama eskidi sanırım. Bu öyle bir şey olmalı, keşfettikten bir süre sonra kaybetmesem bile yeniden aramak isteği hissettiğim bir şey olmalı hayatın anlamı. Ve milyarlarca kişinin, trilyonlarca kez sorduğu bu soru… nasıl cevapsız olabilir? Nasıl olurda kimse anlamlı bir cevap veremez hayatın anlamı nedir sorusuna?

Muhtemelen yine karamsarlığımın en dip köşelerinden birindeyim ve hangi cevap verilirse verilsin bir bahane bulacağım, bir kulp takıp, peşimden sürükleyeceğim hayatımın anlamını! Bu kadar zor ve basit olamaz.

Aslında bunun iyi mi yoksa kötü mü olduğunu bilmiyorum! Hayatın anlamını keşfettikten sonra hayat anlamlı mı gelecek? Yoksa daha muhteşem bir karanlığa mı gömüleceğim? Bilmiyorum..!

Evet, sanırım hayatın anlamı “anlaşılacak” kadar basit olmamalı. Aynı şekilde, hayatın anlamı “anlaşılmayacak” kadar zor olmamalı. Bunun gri bir tarafı olmalı. Ve ben gözlerim görüyorken bunu anlamalıyım. Ve işte yine bilmiyorum..!

Ölmeyi bilmiyorum henüz!

Hayat, yaşam, canlılığımı iddia eden her ne varsa aslında ne kadar ölü olduğumu hatırlatıyor, ne kadar öleceğimi! Bundan endişe duymuyorum. Yine de hazır değilim. Aslında ölmekten değil de acı çekmekten korkuyorum ve şuan sadece yaşamayı biliyorum, ölmeyi bilmiyorum. Bu bilinmezlik korkutuyordur belki de beni. Bu yok olmaya yüz tutmuşluk.

Bu “mükemmel yapının” kusursuzluğundan doğan kusurundaki muhteşemlik. Evet, sayılar, matematik, felsefe, fizik nasıl olur da bu kadar güzel uyabilir hayatın çarklarına. Nasıl olur da bu kadar anlaşılabilir olabilir ama hayatın anlamına dair herhangi bir şey anlatamaz… nasıl bu kadar bilim dalı yetersiz olabilir?

Dejavular

Aslında anlıyorum, yada anladığımı hissediyorum, çok kısa bir an… çok minik bir an neden ve nasıl olduğunu kavrayabiliyorum ama nasıl oluyorsa tekrar unutuyorum. Şöyle bir bakıyorum da daha önceden yaşadığımı düşündüğüm anlar(dejavu) hayatımın o kısmına(leveline) geldiğimin kanıtı gibi. Bir bilgisayar oyunundaki “otomatik kaydetme” özelliği gibi. Ama ben hala geleceği bilmiyorum. Kuantumdaki foton parçacıklarının dalga boyunda ve aynı anda nasıl parçacık olarak hareket ettiğini anlayabiliyorum ama anlam veremiyorum. Bu parçacıkların geleceği nasıl bildiğine hiçbir anlam yükleyemiyorum..!

Belki de tüm bunlarda bir anlam aramam gerekmiyor ama o zaman neden varım ve ne yapıyorum? Şu insanlar, neden varlar ve ne yapıyorlar. işte bu mükemmellik korkutucu derecede kusursuz.

#OD | Bendeniz * Hayatın anlamındaki anlamsızlık! (Saat.02:22)