İstanbul

İstanbul, kirli havası, sabırsız insanları ve çirkin trafiği. Çığlık çığlığa martıları, koşuşturan garip kedileri… İstanbul, çoktan yüzyıllar boyunca dillere destan olan tarihini unutmuş, çoktan vazgeçmiş bir kent.

Ben bu kentte doğdum, bu kentin yollarında yürüdüm, bu kentte arkadaşlarım oldu ve ilk defa bir kızı bu kentte sevdim. O zamanlar güzel olan her şey artık çok çirkin. Bu kent artık yaşayanlarını buğday gibi gören bir değirmen. Hasat zamanı yok. Ne ekersen ek, biçemezsin.

Bu kente bu anlamları yükleyenler de bizleriz, yok eden de. Yoksa bir kentin duygusu yoktur. O duyguları yaşayan insanlar vardır. Aşklar burada yaşandığı için kimisi boğazın serin bir bankında oturdu ve şiirlerini yazdı, kimisi sigarasını denizle söndürdü.

Sahi deniz… Bu kentin bir denizi olmasa böylesine efsane olabilir miydi? Böylesine insanları şair eder miydi? Bilinmez, muhtemelen hiç bilinmeyecek. Soğuk havasına, yıkılmak üzere olan evlerine rağmen insanlar bu kenti terk etmiyorlar. Şairler hariç. Şairler terk ederler… Çünkü şairler gerçektirler. Kendini şair eden kadını da kenti de terk edebilir şairler. Muhtemelen vardır bir bildiği, muhtemelen vardır bir nedeni! Öyle ya kent anlamaz bunu, kadın anlamaz bunu.

Uyanır gün birazdan, uyanır martılar ve açlıkları çığlıklarına yansır. Tıpkı işe giden insanlar gibi, doluşurlar dolmuşlara, trenlere. Böyle olduklarında ben insanları arı kovanına benzetirim. Yoğun bir trafik vardır kovanın girişinde… Hepsi masum gibi görünüyorlar ama hepsi kirli, yalancı ve yanlış… Yanlış insan, yanlış zaman ve artık yanlış kent.

Yine de bir albenisi var İstanbul’un… Bunu, İstanbul’da hiç yaşamayanlar hisseder, özlem duyarlar bu kente. Oysa bu kent 34 yerinden bıçaklanmış, her geçen gün kan kaybından yok ölüme bir adım daha yaklaşır. Boğazından akar kanlar, şu gemilerin düdükleri de imdat çığlıkları gibi. Evet, öldü ölecek bu kent ellerinde.

Muhtemelen böyle betimleyen olmamıştır İstanbul’u, neden betimlesin ki zaten? Hep doğruları söylemek ve yapmak zorunda olan zihnimin işi bu. Öyle ya siz betimleseydiniz ben şimdi neyi anlatıyor olurdum ki? Ve bıkkınlık verici, can sıkıcı. Aldatıcı ve üzücü.

#OD | Bendeniz * Kim gerçektir biliyor musun? Şairler, çünkü onlar yaşamı ölüme terk ederler.