Mahsur

Benim kadar sevenin olmadığından,
seni çok sevenin olması da olamaz,
bu nimetten yüz çevirip gidesim var,
bu nimetten yüzünü çevirip gittiğin gibi,
sözünü esirgediğin gibi,
nefsi meyle besle, hevesle gelir aşıkların,
hepsinin ruhu dünya denen kafeste,
eriyor bedenleri aheste aheste…

Duyuyorum çıtırtılarını da, duymuyorsun sesimi,
bir yığın kağıt içinde hışırtı…
Bunca sözü dinlemiş olamazsın elden,
gönülden gelse, gelmez ellerinden,
çıkmaz sesleri, dökülmez dillerinden.
Onlar Sen’i ben gibi göremezler ki;
hengame çıkar yüreğimde, öyle büyük olur kargaşa,
öyle bir telaşa ki sorma!
Yarışır gözlerim Sen’i görebilmek adına, görmeyince yaşarır,
yaşarlar Nisan’ı…
Bilmiyorsun, ikimizi de mahrum bırakıyorsun,
mahzun kalıyor sevgimiz dudaklarımızda,
mahsur kalıyorum zaman da, kurtulamıyorum Sen’sizlikten.

Aşık İhtimali / 08