Nefsani

Yeşil gözlerin Aşk mahzeni, bundan görüp gözlerim, şaştı,
sızdılar teker-teker. Aşk emek ister, Sen Aşık istemezsin.
Aşk mı istediğin, öyleyse benden çok sevenin de kimdir?
Sen Aşığını öldürmek mi istiyorsun?
Aşk’a kurşun işlemez, bilmiyor musun?
Bilmiyorsun, kendinden başka kimi özlüyorsun?
Öyle yoksun kendinde, kendinde olsan, bende de olurdun elbet.
Sabret Oğuz, doğar günün yenisi nasipse,
gelir elbet kısmetse, gelir de yeşerir gözlerin yine,
elbette nasipse.
Bunca zamanlık Sen’sizliği doyurabilir misin Sen?
Ben artık öyle derin Aşk’a sahibim, sanırım istediğim Sen bile değilsin,
kendimi Sen’in Sen’sizliğin ile avutuyorumdur.
Bu yüzden yazıyorumdur. Ne var ki, biliyorum, eminim,
Sen’i sevdiğimden öyle eminim ki, hala heyecanlıyım,
böylesine canlı kalabilen hayranın da kimdir Aşk’ında?
Aşk’ından öte köy yok bana, benden ne köy olur bir başkasına ne kasaba…
Gel de şaşırma, Oğuz gökten inen ilhamın nefsani kölesi,
Aşk’ı efsane, efsun güzelliğin, en güzel manzara gözlerime,
gel de delirme.
Nedir içinden kurtulamadığım bu Aşk kuyusu, nedir bu Aşk karanlığı,
anlamak için pişman mı olman gerekiyor? Anlamam için daha çok kaybetmem mi gerekiyor? Yoksa sınavımın terbiyesi Sen misin?
Bilmiyorum bildiklerim dışında hiçbir şeyi, ben bunun gibiyim gözlerinde.

Aşık İhtimali / 37