Yaprağı Düştü

Şiirin vakti azaldı, Oğuz ufaktan görünen yolcu,
Aşk parladığı için tenim, derim ışık satar güneşe,
karanlıktaydı Martı topluluğu, Aşk Gölgesi içinde,
İçlerinde ilhamı bekleyen Aşk’ları, bulut oldular…

Bir tutma beni onlarla, Benden sıçradı onlara Aşk ateşi,
bu yüzden yanıyorlar da, ateşinin meşalesi gönlümdür,
ben ölsem bile, efendi bir Martı gelip, ateşi Aşk’a götürür,
ben ne kötü Aşk budalasıyım, Güneş zaten yanında sönüktür.

Uyandı sonra tüm Martılar, Aşk’ıma secde edip, sustular,
o an Aşk Gölgesi sebebi Yağmur Ağacı’nın bir yaprağı düştü.
Siyah Yaprak, topluluğumuzda-ki en karanlığa süzülürken,
avucuma düşüverdi, peşinden Güneş sırtımı aydınlattı.

Tüm Martı’lar şaşkındı, bunadığımı sananlarla birlikte, biri;
‘Seni gölge başlangıcına götürebiliriz eğer istersen’ dedi,
sana giden yola bakıp, kapattım gözlerimi, başka bir Martı,
Uçup, sağ omuzuma kondu, bu Kutup Korsan Martısı’ydı.

Oğuzhan Deniz – Aşk Gölgesi / 360