Bir Sûveyda Hikayesi

Yürek burkar, can titrer…
Bildiğin boğazında tir-tir titrer nefesin…
Bildiğin yanar için, dışın tir-tir titrer.

Kimsenin bakmadığı anlarda öldürücü gülümsemeleri vardır kadının!

Bir Süveyda hikayesi kalbimin orta yeri!

Bu uzaklık bana göre değil… Büyük Britanya’nın soğuğuna aldırmadan aynı tenin. Kader buna göre şekillenirken önümüzde… Sahi, kaderinin Oğuz bolluğuna şükret. O’ndan başka kimsen yok aslında gerçekten 7 milyar insan yığını içinde.

Neden varsa insanlar, neden insanlar bir başkası için varsa, o yüzden varım. Var olmak, karnı dolmak değil, karnı doymak değil. Var olmak, Sen dolmak… İçi dışı Sen olmak…

Anlaşılmak değil amacım şimdi yine, anlaşılmamak değil. Alışmakmış mesele. Mesela gözlerine alışmak, incecik beline hayret ederken bir papatyanın kırılganlığında kırılırken.
Saçlarımı kestim.
Ve sakallarımı da.
Yüzüm çirkinleşti yine.
Sıcağa aldırmadan geliyorum Sana, saçlarını okşamaya hasret ellerimle.
Kırıcı şeyler de duydum,
yakıcı şeylerle uyudum…
Nasıl?
Yüz üstü yattım,
sonra sırt üstü yattım.
Sonra sağıma döndüm uyumak için,
sonra soluma döndüm.
Başka dönecek yönüm kalmadı.
Anladım.
Sızdım.

Dedim ki, geçti yine, ömür nasıl geçip gidiyorsa, öyle… Unutmak bana göre değildi, hatır Sen’in için önümde eğildi.

Dedim ki, eğil!
Sırtı soğuk, dik bir yokuş önünde durduğum an, sıcak ama temiz…
Elime bulaştı soğuk terleri buna rağmen üşümüş,
dudaklarıma sürüp, sevdim…
Dedim ki, sevin!

Bir sigara molası daha… Ne çok yorulmuştum akşamın 5’ine kadar. Oysa daha çok yürüyordum ateşe. Daha çok yürüdüm ateşe.

Şimdi kabaca kaba sakallarımdan kurtulmuşken yüzümü sevebileceğin kadar Oğuz.
Şimdi kibarca Sana dokunuşumda anlamsızlık arama. Mana, parmak izlerimin teninde iz bırakmasıydı.

Sûveyda’dan bahsedeyim mi Sana biraz?

Tam olarak kalbimin siyah noktası. Masivadan uzaklaşmak isterken, masiva bir gezegenin yüzündeki gamzelerden birine gömüleceğim gerçeği. Bütün gerçekliğimle, bütün şiirlerimle, bütün Sen’imle gömüleceğim. Oysa hiç hatırı kalmamıştı Kahve Etkisi‘nin… Sen bir çırpıda unuttun. Sonra unuttuğunu da unuttun. Yanlış bile hatırlamadın. Öylesine unuttun.

Şimdi aynı kaderi paylaşacak olan kalbimin siyah noktası. İnsan 10 boyut değildir… İnsanın tek boyutu vardır, o da Aşk’tır, ince somut, biraz saçma soyut, kalbi Aşk’tan kabuktur. Anlaması zor ama anlaşılması kolay aslında.

Sûveyda, yeni şiirimin başlığı, başladığı yer kalbim ya, ondandır.

Bir Süveyda Hikayesi

Biliyor musun Sevgili…
Yaşlandıkça uslanıyorum.
Yaşamakta ustalaşıyorum.
Nitekim,
buna rağmen,
Sana hiç doyamıyorum.

Süveyda Şiirleri >

#OD | Bendeniz * Bir tarafta güneş batarken, diğer tarafta doğuyordu ve Sen’inle ilgiliydi.