Ve, pusula…
Tam bir asır geçti son sarılmamızın üzerinden.
Ben artık efsanevi kelimelerin adamı değilim.
Başka bir boyuta yükseldi Sen’liğim.
Veya Sen’sizliğim.
Burası güneş görmez bir hâl...
***
Ben, Sen’den daha fazla Sen’cilim,
benliğinin ”Ben” diye haykıran onca dürtüsünden fazla çıkar sesim.
***
Ve, pusula…
Tam bir asır geçti son sarılmamızın üzerinden.
Ben artık efsanevi kelimelerin adamı değilim.
Başka bir boyuta yükseldi Sen’liğim.
Veya Sen’sizliğim.
Burası güneş görmez bir hâl...
Vakitsizlik zamanı,
iki adım uzağında sanki güneş,
eskimeyen gökyüzü,
yüzünden esinlenmiş şu bulutlar.
Yağmurlar gözyaşından.
Aslında şaşkınım,
yıllar geçmiş şimdi Sen’sizliğimin üzerinden.
Pek...
Öfkeliyim zamana,
zalimin teki…
hiç affetmedi zamansızlığımı,
hiç gülmedi mesela,
kimse gülümsemezdi mesela Sen gibi.
Nasıl?
Nasıl yarışır doğa Sen’inle?
Başka kimin ellerini...
Sokaklar,
03:40’ta çok sessiz.
Kimse yok yine dünyamda!
Aslında birileri olmalı şimdi,
bu Sen’sizliği tek başıma yürüyemem.
03:45
&
Benim ayaklarım Sana kurulu,
sırtımda bir...
Merhaba kadın!
Ben gözlerinin görmediği yerdeyim,
işitmediğin ve her gün işe giderken bakmadığın gökyüzüyüm.
Hatırlamadığın hatıraların eviyim,
halt ettin yalnızlığımda,
bekliyorum orada.
O köşede.
...
Sen yoksan,
vazgeçer nefesim benden.
Güneşim küser gökyüzüme,
Ay’dan medet bekleme gecelerce,
saatim bırakır zamanı göstermeyi,
dakikalarım yıl olur, saatlerim asır.
***
As beni...
Yıldızlar küstü geceme,
Ay vazgeçti yüzümden,
demir soğukluğu ellerimde,
kimsesiz,
tek başımayım,
***
Sen’siz, anladım ki Ben’sizim…
***
Ve...
Bu gün 100 Milyar yıldır Sen’siziz…
Dünya ve ben!
Kimsesiz.
&
Bu gün bıraktım kendimle de konuşmayı.
Artık ben bile anlatmıyor Sen’i bana.
#OD | Sevgiliye Mektuplar – Bir Süveyda Hikayesi...
Bırak beni O’nsuzluk,
çünkü bu sonsuzluk.
Yok derdim başka.
Aşk’tan başka.
Yollarım gidiyor O’na,
bitmiyor ama.
Âma asaletinde bu sessizlik,
bende âlâ, âlâ…
Ela yapraklar...
Sen üzülürsün,
gülmez dünya.
Çöker avurtları, çöker yeryüzü içine.
***
Kaç milyar hayat bağlı gülümsemene?
Bilmiyorsun işte.
***
Kaç milyon evsiz donar mutsuzluğunla?
Bilmiyorsun işte...
Ne kadar kötüdür Sen’sizlik,
bir bilsen,
Bilsem Sen’siz kalır mıydım Sen’ce?
***
Bencesi olmayan bir bilmece yokluğun.
#OD | Sevgiliye Mektuplar – Bir Süveyda Hikayesi / 11
Uykuya sızmak hayaline,
hayal Sen olunca güzel uyutuyor,
uyku haliyle,
Sevgili.
17:55
30 Eylül 2018
&
Şimdi uzaktayız birbirimizden,
dudaklarını kilitleyip
anahtarı denize...
Söylemiştim önceden, anlatmıştım,
halim tanıdık film kareleri gibi,
şimdi anlıyorum yine,
sahte olmadıklarını.
Öğrendim,
uzaklığın,
bir katilin çıplak elleriyle kurbanının
kalbini...
Ruhumun üstü başı et,
tüm damarlarıma kadar kan içindeyim,
tüm bu kılcal damarlarım,
hem de tüm sinir uçlarıma kadar,
hissediyorum Sen’i.
Yalan yok!
Aklımın neresine baksam görüyorum...
Sen bir ağaca yaslanmıştın,
tüm güne bakanlar,
güneşten Sana yüz çevirmişlerdi.
Ben dizlerine uzandım,
5 saat geçmişti gökyüzünün üzerinden,
Ay yarım yamalak tırmanıyordu yıldızların önünden…
Koyulduk yıldızları sayma...
Şimdi bilmiyor olsam da hissediyorum.
“Nefesindeki hayatı.”
Sen yürürsün,
yeni kasabalar büyür gönlümde,
öyle hayat bulur tüm ölümlüler,
Sen bir bakarsın şöyle,
benim gönlüme yağmurlar...
-Elini tutunca kaybolur diğer insanlar,
-su üzerinde yürüyormuşçasına,
sanat salınışın.
***
Dünyanın kalp atışları adımların.
***
Sen’i görüyor diye...
Hatıralar,
hatırlamak için varlar.
Ve ben her anını hatırlıyorum.
Bu bir şiir değil, bu sitem, ya da benzer bir şey değil,
Sen’i düşündüğüm bir andayım,
düşününce var olanlar geliyor aklına insanın,
haliyle...
Bir insan başka bir insanı neden sever, yani içinde, duygularına ne söyler de insan birini sevecek hale gelir, inan hiç bilmiyorum.
Ben sevmeyi biliyorum sadece. Sen’i sevmeyi. Ama neden sevdiğimi bilmiyorum. Bir insan neden birini...
İnsan bazen kendinin altında ezilir.
Vazgeçmek istediklerinden vazgeçemez.
Vazgeçmesi gerekenlerden, vazgeçmez.
İşte bundandır, insan çok acayip bir mekanizmadır.
Anlaması güçtür.
Ama insan olmanın verdiği güzelliklerinden biri...
Gözlerine bakmak,
onlara bakmak, hayatta kalmak.
Hayatta olmanın delili gözlerin,
çünkü Sen’in gözlerinden tüm bu manalar.
Peki gözkapakların?
Onlar, dünyanın en değerli...
Şimdi şöyle bir bakıyorum da geceye,
nasıl sessizliğine hapsetmiş.
Tek bir çıtırtı dahi yok etrafımda.
İşte, gecenin sessizliğini bozuyor sesin.
Sen konuşmuyorsun ama ben duyuyorum.
Kim Sen konuşmasan bile Sen’i...
Biliyor musun sevgili, artık şiirler kesmiyor. Mektuplara sığmıyor anlamlar, yetmiyor.
Aynı gündüzler gibi, gündüzlerim yetmiyor Sen’i sevmek için.
Gecelerim de yetmiyor.
Ne bereketlidir yine de, onca zamandır Seviyorum Sen’i...
Bu gece ki son sigaramı yaktım.
Yine çok uzaklara dalmış, düşünüyordum.
Sonra içimden Sen’i çok sevdiğimi yazmak geldi.
Neden yazıyorum, bilmiyorum…
Sanıyorum ki kanıt olması için,
İşte tüm bu yazılar kanıt diyebilmek...
Bir insan, Sen’i gördükten sonra neden sevmez ki Sence Sen’i?
Ben buna anlam veremiyorum, çok tuhaf.
Ben karnım açken seviyorum Sen’i,
yağmur yağdığında mesela,
bir martının gökyüzünde süzülüşünü izlerken...