Aç gözlerini Oğuz, körlüğün nedeni, gözkapakların,
kapıların yüzüne kapandığı Dünya denen Aşk Evi,
telvesi boğazıma yapışan Yeşil Gözlerin Hatırlı kahvesi,
gözkapaklarımın acısı, ıslak kirpiklerimin, kirpi dikeni.
Çakmağımın...
O gittiğinde, karanlığa gömülür bütün hayatınız… aslında dünyanın ışıklarını kimse kapatmamıştır. Aşk Gölgesi düşmüştür üzerinize.
(365 Şiir 6 Satır)
Aç gözlerini Oğuz, körlüğün nedeni, gözkapakların,
kapıların yüzüne kapandığı Dünya denen Aşk Evi,
telvesi boğazıma yapışan Yeşil Gözlerin Hatırlı kahvesi,
gözkapaklarımın acısı, ıslak kirpiklerimin, kirpi dikeni.
Çakmağımın...
”Sensizlik ölümden beterdir herhalde” derdi dilin isteksizce,
dilim gizlerdi gideceğini bilen zihnimin zoruyla ve sessizce,
Sensizlikte bırakıp, arkanı dönmeden yürüyen ayaklarının,
vicdanından çok çıkıyordu topuk sesleri...
Yokluğunla baş edebilecek başka kimsen yoktur,
buna rağmen yürüyorum ya Martı Terbiyecisine,
dileklerimden bir yol amaçla geliyor aklım dize,
yoluyorum her sakalımı, saklıyorum sonsuz Aşk’ı.
Bunalımın merceği Aşk’tır...
Yutma vakti geldi, ucuz güneşler korosu aşıklarının sesi,
uyutma vakti geldi, Aşk, faiş fiyatı satılan pazar bölgesi,
lâkin beni orada göremezsin hiç, canıma eş değerdir Aşk,
lâkin aynanda benden başkasını göremezsin hiç. Aşığım.
...
Şükür, milyon satırın altında adım olduğundan,
tüm boş vakitleri sana harcıyorumda, cahilliktir.
Fani’lik görevine büründüğünden beri Ruh elbisem,
ölümle uyanacağım vakte hediyedir Aşk ellerinden.
Bu ne cimriliktir bilmem...
Yan, yanmak güzeldir, renklerin abisi Siyah,
sevgilisi Yeşil’dir, Mavi üzüntümün nedeni,
Beyaz’la kırışır tenin, Ruh terimin helali Aşk
ve Siyah’tan daha asil değildir Sarı’nın güneşi.
Gökkuşağı renklerinde...
De-ki, Dememiştir kimse Sana sâhih Aşk Sözü,
Özü neyse Oğuz’un, O’nun’dur İlham gücü.
Öyleyse, nedir O’ndan uzak dururcasına Aşık’lık,
safsatalık kalır O’nun yanında, ben O’nun kuluyum.
...
Bulamam bu vakti bir daha, sende biliyorsun.
Bulamazsın, gidersem, ben gibi sırf Aşık’ta,
bildiğinden döndü gözlerin, yeşilliği kirlettin,
sırf hatrı var diye gözlerinin, şairleri katlettim.
Sırf, başka kimselerin gözleri...
Yürümeyi nasıl öğrendin? Cevapsız mı kalacaksın?
Sana nasıl mı Aşık oldum? Yürüyordum ağır-ağır,
o an, ilk defa tutulmuştu güneş benim için seninle,
sesinle, peşinden intihar etmişti tüm kuşlar işitince.
İklimi daima Aşk olan...
Şiirin vakti azaldı, Oğuz ufaktan görünen yolcu,
Aşk parladığı için tenim, derim ışık satar güneşe,
karanlıktaydı Martı topluluğu, Aşk Gölgesi içinde,
İçlerinde ilhamı bekleyen Aşk’ları, bulut oldular…
Bir tutma beni...
Kutup Korsan Martısı, sağ omuzun bekçisi oldu,
aynı zaman da Aşk’ın körlüğüne klavuzluk yapar…
Sonra unutup tüm Martı’ları, sana döndüm yüzümü,
yüzüm yolundan yandığı için, hala kırmızı renktedir.
Güneşe her...
Küçükken, güneş benimle yürür sanırdım da,
o an olurdun yanımda, meğer sana saygıdan,
meğer ay ışık almak için yürürmüş ardımızdan.
Hakları var, beddualarından ayrı kaldık şimdi.
Oyunlarımızı hatırlıyorum şimdi, baş rolde...
Görebiliyorum aşklarını, kibirlenip Aşk’ımdan,
küçük görüyorum yine seni bu çerçeveden,
bilmem, ben senden başka bir şey bilmem.
Aşk evrenimin en büyüğü de sensin ya, utanırım.
Kusuruma bakma, Aşk, Çam Oğuz’u yakar...
Şiirin vakti azaldı, bitime 1 gün 6 saat var.
Aşk, ayaklarımın sana gelen yolunda harlar,
Aşk, gözlerimin sana bakan ufkunda yakar,
bu yangınlara rağmen sana gelmekte aptallar.
Ne çok aptalın var, bunların içinde en aptalı...
Şiir’in vakti azaldı, bu son günlerin benimle,
ben 18 saat ayakta kaldım her dize de, dinle;
4 Mısra ile süsledim gün dönümlerini, dinle;
uyumadım, tam; 365 gündür Aşk Gölgesi’nde.
Mutluyum, en azından Sensizlik...
Merhaba için çok mu geç? Son 6 saatimiz kaldı.
Koskoca Aşk Gölgesi vaktini tamamladı Oğuz.
yine de kurtaramadı kendini ‘Sen yanmışlığından’.
Ben, Aşk yangınından tek sağ çıkanım, hala sağım.
Kalbim seni ısıtmak...