Yazar#OD

Tüm bunları benden geriye bir şeyler bırakmak için değil, Sen'den bir şeyler kalması için yazdım.

Doğa

Aşığım, Adem elmasıyım…
Doğamda var kaybetmek…
Ve sadece gözlerinde izleyebilmek tüm doğayı…
Aşığım…

Kazanmak basit, kaybetmek olmasaydı, kim başarabilirdi? İmtihan olmasaydı, ne anlamlı olabilirdi?
Kaybetmekte...

Sesim Kuvvetlidir

Nasıl da tatsız her şey, Sen’siz.
Bu bariz anestezi, canlı-canlı kemiklerimin etimden sıyrılışı, haykırışım Aşk’ımdan, alınmış aklım başımdan…
Hepsinin nedeni Aşk’ından.

Ve gülmekle, ölmek arasında kararsız kalan...

Kış Atkın

Bir nedeni yok,
sevgi nedensizdir, birisi nedensiz sevilebilir…
Aslında şimdi birbirimizin nedenlerini seviyoruz.
Sonuçlarına ağır da olsa katlanıyoruz.
Ağır yükler taşıyoruz. Zaten taşıdığımız ağırlıklar yetmiyor gibi. Zaten ayrılık...

Uyandı Güne

Rab,
insanı yaratırken onun kusurunu ortaya çıkarmak için,
Aşk-ı Yarattı. Aşk insandan olma tanrıları doğurdu.
Batan güneş misali her şey O’nsuzlukla batıp-soldu.
Öyle ya, görmek ne kadar güzelse, görmeye hediye olan sevgiliyi...

3. Bölüm

Hiç öğrenesim yok Sen’sizliği,
bensizlikten başka ne var ki Sen’de?
Öyle ya, Sen’sizlikten başka neyim var ki?
Bilinmez.
051 / Aşk Tüccarı – 2011

Bildiğimiz cinayet bu,
parmak izlerin dahi...

2. Bölüm

Affetmek, lükstür…
Bunun içinde kimsesizdin Sen,
bu yüzden, Sen’i ilk fırsatta affedeceğim.
Sonra terk.
033 / Aşk Tüccarı – 2011

Aşk’ı anlatmak için yetersiz kelimeler,
ondan bu kadar çoktur...

1. Bölüm

Ruh acı çekerken beden dirilir.
Çünkü beden ruhu besleyen elbisedir.
001 / Aşk Tüccarı – 2011

Aşkı kimse anlayamaz.
Buna rağmen aşık olan herkesin canı yanmıştır.
002 / Aşk Tüccarı – 2011

...

Vazgeçti

Bitmeli mi Sen’ce de?
Vazgeçmeli miyim gerçekten?
Gerçekten bitmeli Oğuz,
Yağmur yağmayı bırakmalı mı aklıma?
Öyle ya, değersizliğinin yanındasın,
ne kadar ediyorsa Ruh’un, o kadar Aşık’sın.

Canım emanet ya...

Vazgeçiyorum

Biliyor musun?
Artık vazgeçiyorum…
Sevmekten değil, beklemekten değil,
karmakarışık.
Bunu anlamanı beklemiyorum,
beni anlamadığın için bunu anlamanı hiç beklemiyorum.

Kahverengi gözlerimdedir toprağın bereketi,
oradan...

Kelebekler

Yanımda olsan da unutamam ki Sen’sizliği,
bunca terk edilmişliğin bir manası olmalı,
bunca Sen’sizliğin ödülü Sen olmasan da,
bir ödülü olmalı.

Yoksa ne anlamı kalır ki üzgünlüğün…
Öyle ya, üzüntü...

Kadavra

Ustalık sunar Aşk’tan kelimelerim,
telafi edeni bulunmaz kafiyelerimin,
ilham başka kimsenin aklına uymaz,
uyaklar ayaklarımın altında, cansızlar,
Aşk denen kadavra, bu Sana palavra,
abrakadabra; sihir unutturamaz...

Bitiriyorlar Ömrü

Diliyorum bu günde gelmeni,
gelmemene ilk defa gelmemişsin gibi şaşırıyorum,
öyle taze Aşk, öyle taze acı, taziyelerim çoğalıyor.

Dudakların bile hasret birbirine, aynı şekilde gözkapakların,
farkındayım bunun...

Beden örtü

Hadi,
yine Sen’i anlatayım, kendimi unutayım,
Sen’den başka ne varsa hatırımda değil,
Rabb’im bilir, ben bilgisizin tekiyim, sofram ateş.
Giydiğim ateş, yediğim ateş, gönlüm Sen’i sevdiğinden ateş,
ateş...

Kerahet Vakti

Kehanet kusan kâhin,
kerahet vakti uykuyu terk edişin,
yeşil ışıklar doğar gündüzüme,
Aşk’sın ya, ondandır.
peşimde götürüyorum ya Sen’sizliği nereye gidersem,
katlanmak zorundalar. Aşık Oğuz bilmeye mecburlar...

Elbette Bilmiyorsun

Yine çabucak geçti zaman,
önceden hiç geçmeyen zaman,
şimdi kovalayanı var gibi akıp gidiyor,
neden biliyor musun?
-Elbette bilmiyorsun.
Sen’sizliğe artık tahammül edemiyor vakit,
tüm vakitlerim Sana isyan için intihar...

Başbaşayız

Bak, yine başbaşayız başka bir şiirle,
Sen’sizlikle…
Ya başka kimsem kalmazsa?
Yüzümde ufak bir gülümseme,
yorulduk gülümsemekten,
vazgeçtik masumiyetten,
ezildikçe ezildi Yağmur tanesi,
Oğuz aptal herif, sigara kokar...

Zamanım Olsa

Şiir sunan adamın kan kustuğu an,
kalp sızısından tadacak ölümü, can çekilecek bedenden,
gözler kapanacak yeniden yaratılışa kadar.
O halde gelme,

Bu kaçıncı şiir?
Unuttum… Hiç biri aklımda değil,
aklım Sen’inle dolu...

Gel de Anlat

Sen ve ben,
eskisi gibi değiliz, ben daha çok Aşık olurken Sana,
Sen eskisinden daha vicdansızsın, anlamazsın.

Gel de anlat müşkülpesentin esinti rüzgarını,
ne bilinir ölünün hayat isteği,
öyle ya,
ne bilinir...

Azaldıkça

Hayat azaldıkça gözlerimizde,
ölüm öyle büyüyor gün geçtikçe,
serpilip, büyüyor çevremizde,
Sen uyuyorsun.
tüm bunlara kapatıp gözlerini, uyuyorsun.
Şeytana uyuyorum peşinden gelmekle,
yanacağım bundan, biliyorum, şuursuzum.

...

Övünmezdin

Ölümsüzlük nedir Aşk’ın için?
Bilmediğinden görünmezim,
Ruh’umu görebilseydin, övünmezdin,
böylesi Aşk’tan yanan başka kimdir?
Ben sevmem kelimeleri,
Sen’i anlatmasalar, bende anlatmam,
Sen’i...

Yaşadığını Sanma

7 milyar insan dünya denen yerde,
yerle-bir de, bir ben uçuyorum Aşk’ından,
doluyorum yeni bir buluta,
yine yağıyorum Oğuzhan Deniz’e,
Denizler yeşeriyor yeşil gözlerinde,
doyasıya soluyorum tabiat ananın kokusunu...

Yakmaz Rüzgar

Aşk’tan başka sebebim yok,
bu yeterli bir neden yazmak için,
içim dışım Aşk, gözüm Sen’i görür,
kulağım seni işitir, dilim konuşur.
Gel de sustur.

Sen gel de, susarım ben hep,
dinlemek olur en iyi işim, şimdi...

Aynı

Utancımdan değil, avuntularımdan başım öne eğik,
biliyordum böyle olacağını da,
hiç hazırlıklı değildim gitmene,
gelmene de öyle, gel de, gitme.

Muhtaç değilim Sana, Sen’sizlik başımın belası,
aram hiç iyi olmadı...

Yağmur Kuşağı

Bazen ağlardın,
gözlerinin içinde görürdüm gökkuşağını,

bu yüzden Yağmur Kuşağı,
itirazı mı var doğanın, kimin haddine?

Hadsizlikten bunca kelime,
bunca kafiye sevgimin keyfine,
eserim rüzgar misali kalemin...

Gönlü Nasır

Yokluğundan değer aklıma rüzgar,
Martı olur, kanatlanıp uçar,
doğa üstüne çullanan kasırga,
gönlü nasır, işlemez Aşk-ı Ebed,
mabed buna imza atar günahlarla,
ne aptal kelimeler kafiyeleşti,
Sen’in kalbin yumuşamadı, vicdan...