Kategori

Vakit Tamircisi

Vakti tamir ettim, Sen’sizlikten sonsuzluğa,
ilelebet uyuyacak zaman, Aşığın Oğuz’da.
Vakit Tamircisi

Soğuk Gelir

Utanma benden, ben ne utanırım Sen’den,
ne unuturum Sen’den herhangi bir hayali,
yaşıyorum mayâli, meyhâli yüzümün edası,
sefasını sürdükçe Martı’lar karamsarlığımın,
hoşlarına gidiyor varlığın, burada olmayışın.

...

Hiçbir Şeyim

Hayatının sonuna kadar bensiz devam etsende hayatına,
ben bir yerden çıkıp eseceğim rüzgar gibi saçlarına, geleceğim.
Değecek sözlerim gözlerine, gözlerinden esinlenilen satırlardan,
katırlardan farksız bileceksin beni, sırtımda-ki şiir...

Sonsuzluğuna Sonsuzluk

Ben bu günde buradaydım,
Sen’i görmek için saatimi kurdum yeniden,
kimileri doğdu bu gün, kimileri öldü,
kimileri uzaklara gitti, ben Sen’den gitmedim,
Sen’sizlik dün ne kadarsa, bu gün yine sonsuz...

Adımızı Yazar

Böyle olmasını istemezdin, eminim,
demim yine demlendi sigara nefesleriyle,
nefsim içine sindi korkularından,
çoklarından azlıkları, azınlıklardan ileri değil Martı’lar,
vakti haybeye geçen aşıklar mı Sana revâ?
Sedâ...

Şöyle Söyle Oğuz

Nedir bu Sen tutkum, görsen, tutulur nutkun,
benim Aşk’ının utku, görebilsen, sözüm ufkun.
Henüz yazmadım en güzel sözlerimi, hafızam söz denizi,
bu denizden içmediğin için bir o kadar ukâlayım,
hâd de bilirim Hâk’ta...

Kutusu Maşuktan

Nefes bana emanet, nefsimle imtihan,
Oğuz, Aşk’tan hediyen, kutusu Maşûktan,
Oğuz, yuhlanırsın da daha çok zaman var,
sonsuzluğa giden yolda Aşk mı mazeretin?
Sahi ateşlere gidersin, ne de habersizsin.

Evet, Aşk gözlerimi...

Ona Sığınmasam

Fırtına var, yangın da, kasırga da,
heyelan da var heyula da, boyumu aşan dalga da,
zelzele de var, ben Aşk’ından nebze kımıldamam.
Aldırmam ne afetin varsa, kefaletim olsa Aşk’a,
öderdim. Ben sadece sonsuzluğum.

...

Hay Aksi

Ruh’una Yağmur yağan Adam’dan da korkulur,
bilmez misin?

Bulamıyorum Sen’i bir türlü, telaştayım,
acele bir şekilde yürüyorum da peşinden,
adımlarıma şeytan karışıyor sürekli.
Gün geçmeden, yani...

Gölgen Gibi

Beni anlamayacağın binlerce satırla,
anlatıyorum Sen’i, Aşk’la, hayli açıkça,
açık-seçik olmama rağmen kapalıyım gözlerine,
zaten bunun hürmetine bunca söz,
ahmakça garip Oğuz, bir nevi aptalca.
Aşk’ı...

Kıymet Bil

Aşk’ın şakası yok, Aşığının da öyle,
Sen’i unutmak adına, komikleşti halim,
gördüklerinde beni, mani olamazlar gülümsemelerine,
bilmediklerinden, ses etmem, gülüp geçerim.
Onca insan arasında nasılda bana denk gelebilirsin...

Mahluk Maşuk

Vakit Aşk’tan yanık tene ilaç da,
ten, kırışıklarıyla düşman vakte,
aslında bu biraz karışık…
Boşuna heveslenme,
Aşk, benimle mezara girer de başkasının gönlüne girmez.
Başka birini bekleme.
Beklesen de ben kadar Aşığı...

Sonu Zulüm

Yardıma ihtiyacım varmış gibi mi görünüyorum?
Bilmiyorsun, Sana ihtiyacım var ve biraz zamana.
Zaman emrimde, bu gün git desem gider, dur desem durur.
Bu Aşk’ın tam zıttıdır. Git dersin gitmez, kal dersin kalmaz.
Beni kınıyorlar...

Hortlarım

Para ile Aşk’ı bir tutan aptallar,
Dünya dolusu parayı ısınmak için yaksan da,
O ateş söner, Aşk ateşim yakar dünyayı da,
içinde ne var ne yoksa, Sen’de dahil.
Hâlâ mı ben’sizlik var aklında?
Sahi neden...

Şükretsek

Sen gönlüme ölümlü emanet, ilelebet,
ben Aşk’la sefalet içindeyim, oruçluyum.
Sen’sizlik kokar nefesim, Sana açım.
Bundandır başkasıyla konuşmamam.
Duymamışsındır bir tek yalanımı dahi,
Sana herkesten daha sahi...

Kanıtım Yoktur

Kimse okumuyor Sen’i, ne de değersizsin elde,
ben mi beceremiyorum yoksa? Öyleyse Sen anlat,
dinleyebilirim sonsuza dek, dengim sonsuzluktan,
buna Aşk’ı karıştırıp, vakti tamir ettim.
Sen kıymet bilmedin, değersiz...

İlan Ettin

Artık kalp kıran bir adamım…
En ufak bir şeyde parlayıp, köpürüyorum.
Sinirliyim.
Böyle değildim.
Bilirsin gülerdim, güldürürdüm.
Ne zaman-ki gitmeni ilân ettin, bittim.
Ölümden başka bir şey düşünemez oldum.
Evet, artık...

Rastlantı

Mevsimlerden Bahar, Sana rastlantım.
Aşk’a yasladım başımı, boynumu vurmalısın,
söndürmelisin bu yangını.
Tırnaklarınla kazı kalbimden Aşk’ı…
Dikkat et ellerine, yanmasınlar,
kaynıyor kaburga kazanımda...

Üzüntüler

Yaşamı yaşla kısıtlamadı, bildim Hâk’kı,
göstermesin yolundan saptığımı,
yolundan bulsam başka Aşk sapağı,
çevireceğimi yüzümü Sen’sizlikten.
Gerçi hiç şikayet etmem Sen’sizlikten,
penceremden içeri hücum eden...

Güneşten Kumaşla

Sen az da olsa bilirsin beni,
Sen’sizliği tamamıyla bilirim, Sen’i Aşk’la.
Bunca şiire kulak asmadığından,
utanıyorum artık boş-boş konuşmaktan.
Okuyorsun binlerce şair adamı,
‘Sanki benden bahsetmiş’...

Barınmaz

Aşk’ı bedenle kıyaslama, Aşk Ruh’undur,
bir nevi Oğuz’dur… Canında durur, gitmez.
Ruh bedenden başka elbise giyinmez dünyada,
Aşk’ta öyledir, Ruh’tan başka evde barınmaz.
Öyleyse, bu gerçeklikten yüz...

Seyret

Ölümle alıp vermediğim bir korku yok,
nasıl öleceğimle ilgili bütün korkum,
korkuyorum Aşk’sız ölmekten, gülmekten…
Sen bunu anlamayacak kadar Aşk’sızsın,
anlatmak da benim işim, en Aşığın yine benim.
Kalkıp yerinden...

Zor Cümlelerle

Masamda durur bir bardak demli çay,
buna eşlik eder sigara ve çakmak,
onlara da eşlik eder dudağım, ciğerlerim.
Ben Sen’i öyle zor cümlelerle betimlerim ki,
basitlikten kurtulsun gözlerin, gerçekleri görsün,
hiçte görmezsin...

Uslanmalıyım

Sana dua etmek için bir sürü nedenim var,
Aşk, bunlardan sadece biri…
Nedendir bilinmez, Sen’sizliğe bile şükrüm var,
bilmem nedendir, Sen’den başkası için üzülmem.
Üzülmek için bir sürü nedenim var,
bunlardan sadece...

Bir Ölümlük Hakkı

Kabahatim Aşk’tır, Sen’inse güzelliğin,
Sana kabahat bulmam bunun için,
Râbb’im ne güzel yaratmıştır,
işte bu yaratılmışlığına hayranım,
bu yüzden Sen’i O’ndan başka kimden isteyebilirim?
İstesem de...

Çocuk Gibiyim

Karnın açsa, doymak kadar basit çözümü,
temiz hava istiyorsan, pencereni açarsın en basitinden,
bir yerin kesilirse, kabuk bağlar önce, zamanla iyileşir.
Aşk öyle değildir.
Güzelliğe acıktığım gündür Sana açım,
kokunu...