Yazar#OD

Tüm bunları benden geriye bir şeyler bırakmak için değil, Sen'den bir şeyler kalması için yazdım.

Git Gidebildiğince

En azından unutmak için çabalarım,
boşa gider çabalarım, Martı yakalarım,
besler büyütür, sonra özgürlüğe bırakırım.
Yalansızım, bir katre yaş kaldıysa gözümde,
gözüm bana da yalancıdır.
Değil mi?
Sen bu sözlerden ne anlarsın-ki...

Topraktı Yollar

Üç ay kadar kışsın, bir o kadar Sonbahar,
üç ay kadar İlkbahar, o kadar da yaz,
Oğuz yaz, Aşk kaleminden dökülürken,
süzülür tepende Martı’ların, şu an kıştalar,
Kış kanat kırar en azından kanat yorar.

Artık yolundan...

Bu Kadarsın

Henüz vakit erken, çok erken…
Bana Aşk genç yaşta rastladı, bundan mı?
Aşk gençliğimin ömür tüketen hastalığı.
Başkası olsa çoktan unutmuştu,
bu Aşk başkasında olsa, şu an yaşamıyordu.
Yaşıyorum sanma, taşıdığım Aşk Ruh’u...

Başucundayım

Anlamadığını biliyorum,
zaten,
buna anlam veremiyorum…
Aşk, nasıl da anlamsızlık oldu,
bilmiyorum.
Yorulmadım da sıkıldım sensizlikten,
sıkılmadın mı bensizlikte? Ne kolaydır senin için,
bilirim… Adına bütün çirkin cevapları...

Hiç Hatrım Yoktur

Korkuyor musun?
Korkma,
sana en son zarar verecek adamım ben.
Senden en son vazgeçecek adamım ben.
Son’u olursa Aşk’ın, o zaman unuttum say,
Sensizliğe saygımdandır bunca satırım,
hatrıma düşmüş binlerce...

İstanbul Gibi

İstanbul gibi, iki yakam bir araya gelmez.
Kravatımdan köprüler dikip Deniz dibine,
su yüzüne çıkarttım yüzümün mimiklerini,
trafikte kalmışçasına sinirlidir gözlerim,
kanın kırmızısını kusarken gözbebeklerim,
o an ince bir Yağmur...

Özlemekle Kalma

Gözlerin gizli özne.
Sadece bundan milyarlarca kafiye yazabilirim,
Şair adamdan korkulur, bilmez misin sen?
Bir kafiyesinden bin ölü adam yaratıp,
başka bir kafiye de sen diye diriltir.
Sen dahil, hayretle bakarken, başka...

Başladığı Yerde

Bir çift gözüne, binlerce sayfa şiir,
okumakta para etmez, hayırsızdır işim.
Dokunamadıktan sonra yüzüne,
yüzünün de anlamı kalmaz ya,
Şair; yine bildiğini yazar,
bilmesem seni, ilham ne arar?
Bak;
Aşk yine kalbimdedir, sen...

Cevaplar

Tam olarak durmam, gerçekten harikaları yazmadan,
hatıraların amacı da budur, bir köşeye yazdırmak,
tadından bıkmamaktır Aşk, nazından usanmamak,
unutmamaktır Aşk ve Aşık’lığımdan utanmamak,
Terk Edilmekten...

Yüzümün Yorganı

Vakitten, Zaman çalan Adam’ın Aşk’ı,
Yağmur Zamanı, topla Aşk Hasadımı,
Aşk Hastası Oğuz’un gönül yangını.
Haset dolu gönlüne hasretim ya,
ne aptalım, Martı Terbiyecisi Kaptanı.

Kapanlarda sayfalarım...

Emeksizdir

Düşüncemin en saf hali,
saflar halinde kafiyelerden sebep,
yoktur seni daha güzel yazabilen!
Tam da bu yüzden değersiz, edersizim,
görgüsüz, aynı zamanda çulsuz bedenim,
Ruh’umun Sen zenginliği eksiltilemez,
Ruh’ta...

Kitap Gibiyim

Saçların güneştir senin,
sigaradan değil de,
güneşe çok yaklaşmaktan kanserim.

Bunu daha önce söylemiştim,
aslında ben senin için kitap gibiyim,
her sayfamda senden şiir dolu izlerim,
her sayfasında senden hayal...

Tek Başıma

Düzmece aşıklarla dolu etrafın, fotoğrafların,
yüzümde senden eski öpücük izlerim.
Gözlerinden gözlerime köprüdür Aşk,
kalbim bu yoldan gelir kalbine,
gözlerini bir an bile çevirme, düşerim.
Kapatma gözlerini bana, açık...

Perişan Bile Etmedi

Utanıyorum kendimden,
bir de kalbinden,

Aşk nasıl da bunca şeye rağmen kalbimde?
Oğuz anlamlı sözler adamı değildir,
bakın,
Aşk Oğuz’u ne hale getirdi.
Getirecekte,
perişan bile etmedi henüz,
henüz...

Takibinde Saçlarının

Güzelliğine,
benden başka herkes ayakta uyur,
oysa ben yıllardır uykusuzum
sensizlikten.
Bensizlikten canım çıkar,
sevapsızlık imtihanlarıyla baş-başayım,
amellerimden hâk ettiğim kadar yangındayım.
Aşk ateşine nazaran ne...

Göz Gözü Görmüyor

Oğuzhan Deniz, yığınla şiir yazılı kağıt gemi,
battılar da, mürekkebinden karardı saçı-sakalı.
sonra buharlaştı Güneş gibi yüzünden,
sonra bulut gibi beyazladı.
Çam Oğuz’unun bulutlara değer başı,
şiir yazılı tüm kağıt...

Hâlesi Boynuna

Unutma, unutmaktır tek çare,
hâlesi boynuna dökülen sarı saçlarından,
Aşk’ın hilesi, yüzümü çepeçevreleyen sakal,
tanırlar beni bunca saçma sözlerden,
önemsizleştikçe,
değersizleştim gözlerde,
gözlerin bende değerlendikçe...

Kanat Ağırlığı

Yükselir sesimden binlerce Martı,
sonra düşerler Yağmur ıslaklığı kanat ağırlığından.
Yazık, her biri can verirlerken avuçlarımda,
bilirsin, ben yağmur koleksiyoncusuyumdur,
bu yüzden öldüler avuçlarımda.
Seni yakalamak için...

Küçümse

Küçümse, özünde Aşk’tan daha küçük ya,
umurumda değil,
Aşk; bir civarın bin civânına,
meydan okumaktır kafiyelerimden,
milyon çöl diyarın milyar devesine,
sonsuz su sunmaktır.

Kör bir Martı’nın gözünde yaşlanır...

Aşkta Öyledir

Martı’mın sırtında savrulurum
bir o tayfuna bir bu lodosa,
mide bulandırır serzeniş,
Aşk, neredeyse eş değer soğuğa,
doya-doya yiyebileceğin Aşk’tan doymuş ilhamıma,
ne dersen de, ister delirmiş, ister bunamış de.

...

Kibirliyim

Terbiyelendi asi Martı,
vakti sık eleyip, inceden Aşk dokudu.
Zamanın tedavülden kalktığı tek yer,
kalbimin Aşk dokusu.
sonsuzluğu kusar Martı, gagası arasında hayat simidim,
kafiye meyletim,
neylesin gönül sensizlikten uzunca...

Son 6 Saat

Merhaba için çok mu geç? Son 6 saatimiz kaldı.
Koskoca Aşk Gölgesi vaktini tamamladı Oğuz.
yine de kurtaramadı kendini ‘Sen yanmışlığından’.
Ben, Aşk yangınından tek sağ çıkanım, hala sağım.

Kalbim seni ısıtmak...

Gün Dönümleri

Şiir’in vakti azaldı, bu son günlerin benimle,
ben 18 saat ayakta kaldım her dize de, dinle;
4 Mısra ile süsledim gün dönümlerini, dinle;
uyumadım, tam; 365 gündür Aşk Gölgesi’nde.

Mutluyum, en azından Sensizlik...

Aşk Terazisi

Şiirin vakti azaldı, bitime 1 gün 6 saat var.
Aşk, ayaklarımın sana gelen yolunda harlar,
Aşk, gözlerimin sana bakan ufkunda yakar,
bu yangınlara rağmen sana gelmekte aptallar.

Ne çok aptalın var, bunların içinde en aptalı...

Sermayesi Aşktır

Görebiliyorum aşklarını, kibirlenip Aşk’ımdan,
küçük görüyorum yine seni bu çerçeveden,
bilmem, ben senden başka bir şey bilmem.
Aşk evrenimin en büyüğü de sensin ya, utanırım.

Kusuruma bakma, Aşk, Çam Oğuz’u yakar...