Bak şu kafirlere…
Herkes birbirini etiketliyor ”O” kafir, ”Bu” kafir diye. Kimin gerçekten kafir olduğunu kim biliyor? Birisi çıkmış ”Sahih...
Bazen öylece, içimden geçenler ve karamsar benliğimin karanlık dizeleri… bunu sen bile aydınlatamazsın.
Bak şu kafirlere…
Herkes birbirini etiketliyor ”O” kafir, ”Bu” kafir diye. Kimin gerçekten kafir olduğunu kim biliyor? Birisi çıkmış ”Sahih...
İki İnsan Bir Yalnızlık dünyanın yaşattığı. Bakıyorum da etrafa, saygılardan bîhaber herkes… Saygısızlık yapmak meziyetmiş gibi herkesin dilinde kırıcı cümleler… söz dinlemezler… laf anlamazlar, laf anlatılmazlar… Yoksa ne...
Sana da Merhaba Ölüm, Sen öyle sıradan değilsin, geldiğin zaman etraf çok sessizleşir geldiğine, gittiğin vakit etrafta ne ağıtlar, yaslar yakılır sevilenlere.
Günaydın dünya… Saat 00:04. Sabah’ın ilk ışıklarında gibiyim yine...
Hadi Kutlayalım Şu Lanet Yılbaşını da yeni yıla mutlu girelim. Nasıl olsa yeni yıla nasıl girilirse öyle devam ediyor.
-1: O zaman bir önceki yıldan mutlu olman gerekiyor muydu?
-2: Daha mı çok, ne yani sonsuzluk mutluluğundan...
Ne kadar kötümser yaklaşsam da bu her zaman böyle değildir. Hiçte olması gibi kabul etmek zorunda değilim bu yaşamı. Evet, bir kaderim var, bu satırları sabahın 06:32'isinde karalamam normal değil... Ve bu kader yazgımın doğrultusunda yazdıklarımda...
Hayatınızda hiç eksik hissettiğiniz anlar oldu mu? Çayı şekerli içiyorsanız yanında gelen iki küpşeker ne kadar da manidardır. Eğer şekerlerden birisi eksik olursa tam kıvamında olmaz yudumlarınız. İstediğiniz hazzı alamazsınız. Özellikle kış...
Sabahın ilk ışıkları 06:01.
Yine uykusuzum… uyku ve uykusuzluk hastalıklarım. Kuşlar bile uyanmadı henüz ve bir çellonun tellerinde asılı kulaklarım.
Bu melodileri seviyorum, güzel hissettiriyor. İyi bir şeylerin kaldığından...
Hayvanların derisinden kürk ya da ayakkabı yapılmayan bir dünya düşünün... Hayatlarını ömürlerinin sonuna kadar yaşayan canlılar düşünün insanlar, ömürlerince yaşayabilen insanlar düşünün ey insanlar!!!
Evet, öyle ustadırlar ki ve bilgi o kadar gereksiz bir şey ki artık, hiçbir önemi yok. Empoze edilmiş doğruların, doğruluğunu sorgulamaktan bihaberler, çocukluk yaşlarında neye inandılarsa, hala onlara aynı masumlukta inanıyorlar… Sorgulamıyorlar...
Merhamet kelimesi, adap|edep kelimesi gibi çok yönlü ve sadece kendisini ihtiva eden kelimelerden değildir. İşte, bütün sorun merhametsizlikte olur böyle olursa. Oldukça kırılganlığı ifade eden bu kelime aslında ne kadar önemlidir...
Çelişmezlik Yasası – Çelişki Yasası nedir?
Bilimsel verilerin mantık ile düşünmede tutarlığını sağlayan temel ilkelerden biridir.
”Yani bir şey hem kendisi hem de kendisinden başkası olamaz.” ve ya...
İslamiyet, ne güzel şeydir İslamiyet… Temizliğe götürür inananları…
İnanç kalbin temelidir, insan bir şeye inanmak zorunda hisseder her zaman kendini, bu sadece dini olarak, yani bir yaratıcının varlığını esas almakla da ilgili...
Yaşadığımız evrende, küçücük bir gezegendeyiz, koskocaman kainatta kim bilir ne güneşler ve ne gezegenler var… dünyamızın yüzlerce kat büyüklüğünde bir kaç gezegen galaksimizde hatta. Ne oldu da buradayız? sorusuna karşılık insanlar sürekli bir...
Affedilmek; Herkesin niyeti Rabb’imiz tarafından affedilmektedir, bunun için işlediğimiz günahlar hakkında tövbe eder (bir daha yapmayacağımıza dair söz verir) işlediğimiz günahtan da yüz çeviririz. Yukarıdaki hadiste yer alan kulun birden fazla kez...
Yukarıda belirtilen ve; ”Allah’ın günah işlemeyen kulları olsaydınız, sizi yok eder, yerine günah işleyen kullarını yaratırdı. Çünkü onların tövbe edecek günahları olsun… Allah’ta onları affetsin.” şeklinde dile getirebileceğimiz hadis tövbe etmenin...
Allah Rasûlü; “Din nasihattır, samimiyettir” buyurdu.
“Kime Yâ Rasûlallah?” diye sorduk.
O da; “Allah’a, Kitabına, Peygamberine, Müslümanların yöneticilerine ve bütün müslümanlara” diye cevap verdi.
Televizyon… hayatımıza girdiğinden beri ondan kopamıyorlar. Söylesenize nedir televizyon? İki kelimenin birleşmesinden yarattığımız ahmak kutusu.
Hiçte iç açıcı değil yazacaklarım. Tam 12 senedir televizyon izlemiyorum. Haberleri...
Hadi anlat… Hadi söyle…
Dünya benim için; görebildiğim yer, işitebildiğim ve hissedebildiğim ne varsa orası… Sabah çığlık çığlığa martıları, yağmur yağdıktan sonra toprağının mis kokması… Çalı...
Su… Ne kadar da önemli bizim için… Bu makaleyi yazmadan bir bardak su aldım yanıma ama henüz içmedim. Oysa biraz susuzum.
Gelmiş, geçmiş ve gelecek olan bir yığın adam şuna inanıyor; ”İnsan temelli hayat, bir gök...
Yaşadığımız evrene bakın… gözlerimizin görebildiği kadar uzakta ve bildiklerimiz doğrultusunda doğru, kesinlikten uzak hatta kesinliğin yanından bile geçmiyor.
Nasıl oluyor da nefes alıp veriyoruz, ne oldu da şimdi buradayız? Kesin...
Bir milyondan fazla siyah saçtan birkaç beyaz saç teline anlatılacak ne çok şey var, canınla alıp veremediğin nefesinin sonuncusuna geldiğinde anlaşılır… Bu Aşk’ın mağlubu yok, kaybedeni yok… kavuşanı yok, ayrılanı yok…...
Kurban bayramı…
İnsanların birbirlerine yardım ettiği bu mukaddes ay. Oysa bakış açımızı sadece Allah adına et kesmek ve fakirlere dağıtmaktan çıkararak genişletmek gerekir. Sorgulayan bir yapıya sahip olduğumdan her şey gibi bunu da...
Zenginlerin ki Allah onları daha da zengin etsin inşAllah mallarında gözümün olmamasıyla birlikte mallarında fakirlerin bir hakları olduklarından bihaber olduğunu düşünüyorum. Pahalı arabalara binmek, pahalı saatler takmak, pahalı elbiseler giymek...
Kesinlik… nedir kesinlik?
Kesin olan şey, geri döndürülemez, aksi söylenemez ve zıttı olamaz şeydir. Yani bir bardağın içinde su olduğunu söylerseniz bu söyleme şeklinize de bağlı olarak kesinlik atfeder. Yani bardağın içinde su var...
Bakış açım… kara saçım sakalım ve insanlar ilk gördüğünde iç açıcı değil görüntüm. Buna rağmen henüz bilmedikleri çok şey var hakkımda… öyle ki, milyonlarca saat konuşabilirim onlarla ve onlar milyonlarca saat dinlemezler beni ve...