Kategori

Nevhâ

Bir Zehir Bayramı Günü Defnedilen OD’un geride bıraktıkları.

Ahlâl
Yasef
Kafsal
Heysar

Umarım Affedilirim

Ahlal’im, nasılsın? Çok uzun zaman oldu değil mi? Evet, öyle… aslında zaman hiç geçmemiş gibi. Nasıl da “sanki dünmüş gibi” geliyor insana yaşadıkları değil mi? Tıpkı saymaya çalışırken kaçırdığın her salise gibi...

Eski Balkon, Eski Oğuz

Oğuz karardı, sen yeşillendin son bakışmamızın ardından! İlk bakışmamızda büyük patlamanın ışıması vardı hani. Çünkü, “Kim ben gibi Aşık bir adama Işık olabilirdi ki başka?”, işte böyle… işte öyle. Ve artık anlatmanın...

Eski Eksiklerin Eskizleri

Sen, eski Oğuz’u istiyorsun, aslında bende çok özledim O’nu. Ama istemiyorum… yaptığı aptallıkları çok net görebiliyorum bu yükseklikten, işlediği günahlar kapkara, inatçı velet… Şimdi hangimiz daha masumuz bilmiyorum...

Seninle veya Sensiz

Tüm kainat birbirinin etrafında aşkla dönüyor olsa da saçmadır aslında aşk, seninle veya sensiz bir şekilde yaşanıyor yine de. Peki nedir bunca karmaşa, kargaşa ve telaşa… Nedir bu aramızdaki çıkmazlar, açmazlar?

Biliyorum, ben...

Benimle veya Bensiz

Tüm kainatı kendi çevresinde dönüyor gibi hissetmek kadar saçmadır aslında Aşk, benimle veya bensiz bir şekilde yaşanıyor. Farklı olanlarsa ikimizin arasındaki ince nüanslar. Elbette aşkın sadece ve tek verilmesi gereken şahsı biliyorum. Ona...

Vah Ahlâl Vah

İşte, insanlar böyledir, “çekip-giderler” ve bir şey demelerine de gerek yoktur. Bu hakkı kendilerinde bulurlar. Haklarıymış gibi davranırlar. “Hoşça kal ve elveda” gibi sözcükler sözlüklerinden bir anda siliniverir. Neyse...

Ahlâl’im Pek İyi Değil Ahvalim

Ahlâl’im, sessizliğimi mazur gör ve bağışla. Baş edemeyeceğin bir karanlıkla boğuşuyorum ve bunu sen bile aydınlatamazsın… Daha önceden vazgeçtiğim tüm karamsarlığımı giyindim yeniden. Bir demlik çay eşliğinde bir paket sigara...

Bir Şairin Dilinden Doğdu Ay

Garip bir perşembe, Ay’ın 14’ü,
ay ışığını teninden çalmış o gün,
uzaklığına denk parlıyor orada,
ve bunu anlatmak benim dengim.

Ne gecesi, ne gündüzü karanlık değil,
nedensiz aydınlık olur yanında gün,
tüm...

Bir Şairin Diline Battı Güneş

Bu gün doğdu tüm aydınlıklar,
teninden çalmıştı ışığı aşk,
yakınlığına denk aydınlık,
bunu anlatmak imkansız…

Nedense imkansızlara koşar...

Cendere

01:54

Ahlal’im!.. Sessizliğine yenilerini ekliyorsun, haklısın, aynı zamanda haksız. Zamanla savaşıyorsan geri dön! Zamana karşı verdiğin savaşı kazanamazsın. Zamana verdiğin ne varsa...

Bilinmezlik Değişmez

Saat 01:35. Sen uyuyorsun, uyku da buna hayret ediyor. 32’lik halimin çocukluğuma olan hayreti gibi ve çocukken 30’larıma nasıl özendiğime hayret ettiğim gibi. Tuhaf, doğuyorsun kocaman 20 küsur yıl yaşıyorsun yapayalnız… Ve...

Saat Günümü Tarif Etti

Sana ve Yaşama Dair;
Rüzgar, yüzümü okşayıp, sakallarımın arasından gamzelerime dokundu.
Ve güneşin sıcağı, binlerce kilometre uzaktan dokundu tenime, biraz yaktı.
Ve saat günümü tarif etti ve bunca zaman gerçekten istediğim...

Yürüyorum, Sadece Yürüyorum!

Biliyorsun, hatırlıyorsun… Zamanın içinde bir noktadan ibaretsin ve bunu bilmene rağmen takılıp kalıyorsun şu yoksunluklarına. Hiç şarkı olmayacak şiirler ve sözler bunlar. Ve bunlar kandırılmaktan ibaretti...

Evet, Yarını da Var

Evet, Yarını da Var

Her günün yarını da vardır elbette. Zaten bildiklerini yeniden öğrenmişçesine konuşan sen misin yoksa bir delinin etkisinde mi kalıyorsun yine?

Neyse ki, kalbimde hala hayattasın. Birkaç zalimliğin vardı ve ben onları...

Yakın ve Uzak

Bir yakın, bir uzak!
Hep uzak, çok uzak.
Hiç yakın değil,
hep yangın içim!

Hiç umurumda olmadı ormanlar, öyle olsaydı bunca sayfa hüsran olmazdı. Bunca zamandır yanıyorum, gık etmiyorsun, bunca zamandır ölüyorum, bu cinayete...

Yalan Bahçelerinin Meyveleri

Yalan Bahçelerinin Meyveleri

08:48 – Salı

Hiç uyumadım, uyku gecemin karanlığından silinmişti, şimdi gün ışıdı ve gözlerim ışıktan rahatsız, bir an önce kapanmak istiyorlar, zihnim uyuşuk. Kendimle olan çetin bir savaşı daha kaybettim. Buna rağmen...

Akşam Treni

Akşam Treni

İnsanlar var, karanlık koridorlardan yürüyorlar, yüzlerinden belli, evlerine geç kalmışlar, bunca kargaşa ve kaosun içinden önemsiz hayatlarına doğru koşuşturuyorlar… Saatin kadranı kovalıyor peşlerinden… onlar buna aldırmıyor...

Geç Kaldın Zamanıma

Geç Kaldın Zamanıma

Bu kadar yalan varken, hangi doğruya ulaşabilirsin?

Yollar ayrılır ve yollar birleşir. Yol aslında bir yere götürmez sen gitmedikçe! Öğrendim… gençliğimin omuzunda hala deri ceketi ve henüz dün karar vermişti gitmeye. Hala gitmedi...

Umut, Yarın ve Aşk

Yarın güzel ve heyecanlı bir gün! Tıpkı her yarın gibi aslında.

Muhtemelen sabaha kadar uyumayacağım. Uyumak istiyorum ama düşüncelerim gözlerime izin vermeyecek. Uyanamamak korkusu da cabası. Hani her şeye geç kalmak....

Unutmak Meselesi

Kaderin Saati Bozuktur

Bilindik senaryolar. Ne var ki insanın elinde zaman sermayesinden başka? O yüzden tüm bu saçmalıklar ve çılgınlıklar. Zamanları bittiğinde aşklarından harcadılar. Yine de onların aşkı daha kıymetli oldu. Oysa aşk beni avuçlarına alıp sıkıca...

Yokluğuma Dair

Yokluğuma Dair

Yokluğuma dair! Üzgünüm… ve ben ne kadar üzülürsem, üzgünlük o kadar yakama yapışır. Ben deviririm ülkeleri şu demirden devrim bileklerimle, onlar yeniden bozulmanın yolunu bulur. Ben fikirlerimle yeni bir dünya kurarım, hayalimde kalır...

Şimdiki Zamanım

Şimdiki Zamanım

Sen, sıradan biri ve ben sıradan bir aşık değilim!
Sen, sıradan biri ve ben sıradan bir yazar değilim, sıradan bir şair!

Sıradanlığı yaşıyorsun ve kendi dünyanda, monotonluk seviyen toylukta. Sana efsanevi anlamlar yükleyen de benim...

Bir Avuç Kainat

Bir Avuç Kainat

Fırtınan asi,
gözyaşımda binlerce batık gemi…
Evet,
gözyaşımda binlerce gemi batık,
yüzüm asık siyah,
tenim bu yüzden yanık,
gözlerin buna tanık.
Gözlerin bana tanık.

Canım yangın yeri,
canım yangın evi...

Yeryüzümün Gündüzü

Burası benim zihin evim ve karamsarlığıma hoş geldin.

Burası benim kainatım.
Burada güneşin güneşi sensin.
yeryüzümün gündüzü,
Burada Ay’ın 14’ü sensin.

Bizsiz Haliç

Gece beni, ben geceyi bırakmıyorum, birazdan kazanır sabah. İki elim yakasında mehtabın, bir de şu tarifsiz duyguların güneşimi sürükleye sürükleye süslemesi gündüzümü… Artık usandım, artık uslandım!

Ve artık...